Astrolojinin Bilimle İmtihanı
Tevfik Uyar
Kırmızı Kedi, İstanbul, 2015
236 s., kaynakça
İlk kez bir astronomla tanışmam dört ya da beş yıl önceydi sanırım. Oğlumun su topu antrenmanında yanımda oturan beyefendiyle ile hoş beş ederken o klasik soruyu sordum: “Mesleğiniz neydi?”. Astronomi bölümünde profesör olduğunu duyunca kafamdan kırmızı cüceler, güneş patlamaları, süpernovalar ile ilgili sormak istediğim sorular geçmeye başladı hemen o anda. Ama heyhat! Sevgili profesörün ağzından çıkan “Astronom, astrolog değil ama!” cümlesi ile irkildim. İçsel ilk tepkim beni astronomi ile astrolojinin farkını bilmeyen birine benzetmiş olmasından ötürü kızgınlıkla karışık bir hayal kırıklığı idi; sanki astrolojiye inananlar başka gezegendenmiş gibi. Ama durup düşününce toplumda yaygın olarak kabul gören bir sözdebilimin bir bilim insanının canını nasıl sıktığını fark ettim; insanlara yaptığı bilimi anlatmak yerine yanlış bir inanışı çürütmekle zaman kaybediyor olmasına içerledim.
Neyse ki önümüzdeki günlerde kitapçıların raflarında göreceğimiz “Astrolojinin Bilimle İmtihanı: Yıldızlar Size Ne Söylemiyor?” isimli kitapla bu kafa karışıklığı bir miktar azalacak, eminim. Kitabın yazarı popüler bilim okuyucularının tanıdığı bir isim: Tevfik Uyar. Açık Bilim çevrimiçi bilim dergisinin kurucusu, Yalansavar sitesinin yazarı, bilim-kurgu yazarı, uçak mühendisi gibi bir çok sıfatı şapkasının altında taşıyan Tevfik, epey bir zamandır astrolojinin ne olduğunu anlatan kitabını bitirip yayınlamak istiyordu. Bu kadar çok işle uğraşıp bir de kaliteli, elle tutulur bir çalışma yapmak kolay iş değil, ama Tevfik altından kalkmayı başarmış. Kitabın içeriğine ilişkin ipuçları vermeden önce popüler bilim meraklılarının, astrolojinin ne olduğunu gerçekten öğrenmek isteyenlerin, geçtiğimiz ay yıldızların neden kendilerine yalan söylediğini merak edenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu belirteyim.
Bugün astroloji dendiğinde sadece gazete köşelerinde muğlak bir dille yazılmış, bize önümüzdeki günde, hafta içinde ya da yakın gelecekte neler beklememizi söyleyen günlük falları anlıyoruz çoğumuz. Astrolojiye biraz daha meraklı meraklı olanlar ise yükselen burçlarını, doğum saatine göre horoskoplarını çıkartıyor, profesyonel astrologlara danışmak için küçük bir servet harcıyorlar. Astrolojinin Bilimle İmtihanı, günlük falların ve horoskopların çok daha öncesinden başlıyor bize astrolojiyi anlatmaya. Tarih öncesindeki avcı-toplayıcı toplulukların yıldızlarla ilişkisinden başlayıp günümüzün günlük fallarına ilerliyor kitabın ilk bölümü. Sakın tarih kelimesi sizi ürkütmesin. Ağır tarihsel bir metin değil bu ilk bölüm. Oldukça akıcı ve içten bir dille yazılmış, astrolojinin gelişimini anlaşılır bir şekilde ortaya koyan, daha sonra gelen bölümlere temel oluşturan bir bilgilendirme bölümü.
Kitabın can alıcı kısmı, astrolojinin neden sahte olduğunu örneklerle açıklayan ikinci bölüm. Astrolojinin bir tanımı olmadığından kendi içindeki tutarsızlıklara, geçersizliğine doğru ilerlerken önce çok temel kavramlara değiniyor. Astrolojinin bilimsel anlamda neden geçerli olmadığını kavrayabilmek için, “bilimsel” dendiğinde ne kast edildiğini bilmek ön koşul. Tevfik, bu bölümün başında bilimin yöntemleri ve yanlışlanabilirlik ilkesini kolay anlaşılır bir dille anlatıyor. Ünlü “uzman!” ve sıradan astrologların iddialarında karşımıza çıkan akıl yürütme hatalarını okuyucuya göstererek astrolojinin sahteliğini sadelikle göz önüne seriyor.
Kitaba ismini veren Astrolojinin Bilimle İmtihanı alt başlığında ise çeşitli sorular üzerinden astrolojinin iddiaları değerlendiriliyor. Örneğin “Bu kız koç burcuymuş, biz anlaşamayız” diyerek olası büyük bir aşktan vazgeçmeden önce burçlar ve eş seçimleri konusunda bilim ne diyor öğrenmek istiyorsanız, bu bölüm tam size göre. Ya da “bir kova kadını olarak bilimle uğraşmalıyım” diyorsanız Case Western ve George Washington üniversitelerinde yapılan araştırmalardan haberdar olmak yaşamınızı sevmeyeceğiniz bir işle uğraşarak geçirmekten sizi kurtarabilir.
“Peki madem sahte, neden insanlar bu kadar astrolojiye inanıyor? Neden yaşamlarını olmayan göksel etkilere göre düzenliyorlar? Bir doğruluk payı olmalı mutlaka” itirazları ise kitabın üçüncü bölümünde yanıt buluyor. Bilişsel önyargılarımızın, zihnimizin bize oynadığı oyunların açıklandığı bu bölümün en eğlenceli ve düşündüren kısmı ise Tevfik’in ders verdiği sınıflarda yaptığı deney. Hem astrolojinin neden kabul gördüğünü sadelikle ortaya koyuyor.
Kitaplarımı genelde internet üzerinde sipariş etmeye çalışıyorum. Bir kitapçıya girdiğimde astroloji, akrofonoloji, sihirli “kuantum” sözcüğünü başlıklarında fütursuzca kullanan sözde bilimsel kitaplara ayrılan rafların sayısı dikkatimi çekiyor. Sonra bilim kitaplarına ayrılan raflara bakıyorum ve aradaki farkın büyüklüğü üzüntü veriyor. Kitapçıdan koşarak kaçmak istiyorum. Oysa tarih boyunca yaşamımızı kolaylaştıran her buluşun, her gelişmenin altında bilimsel çalışmalar yatıyor. Einstein’ın dediği gibi her ne kadar gerçeklikle karşılaştırıldığında çocukça görünse de bilim sahip olduğumuz en değerli şey. Astrolojinin sahteliğine rağmen popülerliği tartışma götürmez. Ancak yaygın yanlış inanışlara karşı duracak, sahip olduğumuz en değerli şeyi savunacak, anlatacak yazarlara ve kitaplara ihtiyacımız var daha iyi bir gelecek için. “Astrolojinin Bilimle İmtihanı” tam da eksikliğini duyduğumuz hafif bir dille yazılmış, ağır bilimsel tartışmalara girmeyen ancak yine de astrolojinin detaylı bir analizini yapan, her kesimden okuyucunun faydalanacağı okunması gereken bir kitap.
Kitap Goodreads Profili:
https://www.goodreads.com/book/show/25996399-astrolojinin-bilimle-mtihan
Yorum Ekle