“Hiçbir şey bilmeden doğdum ve bunu değiştirebilmek için çok az bir zamanım oldu” R. Feynman
1925 Mayıs, New York.
Bir baba ile oğul Britannica Ansiklopedisini incelemektedir beraber
– Bakalım bu neymiş? Tyrannosaurus Rex, bu bir dinazormuş,
– Ne kadar büyük !!
– Evet, bakalım ne yazıyor yanında. Bu türler 7 metre boyundadır ve kafası 1,5 metre genişliğindedir. Şimdi, ne demek bu? Biz ikinci kattayız, yani bu dinazor bizimle aynı zamanda yaşıyor ve ön bahçemizde duruyor olsa idi şimdi onunla göz göze gelebilirdik.
Küçük çocuk babasının tarif ettiği hayvanı ve büyüklüğünü düşündükçe büyüleniyordu, doğada ne kadar çok keşfedilecek şey vardı. O küçük çocuk tüm tüm zamanların en büyük bilim insanlarından biri olan olan Feynman idi ve iyi bir bilim insanı ve öğretmen olmasındaki en büyük katkı babasından gelmişti. Babası sayesinde Feynman sadece “kavram”ları ve “isim”leri öğrenmekle kalmıyor, aynı zamanda ne anlama geldiklerini ve onların doğa ile olan ilişkilerini de anlıyordu. . Bir kır gezisinde gördükleri kuşun ismini ezberlemektense “kuşun nasıl davrandığını ve niye öyle davrandığını “ gözlemlemek ve sonuçlar çıkarmak daha değerlidir onlar için. Feynman bilimsel metodolojiyi daha çocukken bu şekilde içselleştirmiştir. Gözlem, açıklama, deneme-sınama ve kuram oluşturma artık onun günlük hayatının bir parçasıdır. Öğretme merakı sayesinde bu içselleştirmeyi tüm dünyaya yaymaya çalışacaktır.
Eğlencesine…
Feynman’ın hayatındaki dönüm noktalarından biri ilk eşini genç yaşta tüberküloz hastalığına kaybetmiş olmasıdır ( http://tinyurl.com/7yvkojs ). Bu acı verici olaydan sonra Feynman hem hayatı hem de fizik bilimini o kadar ciddiye almamaya karar verir, kendi deyimi ile “eğlencesine” çalışacaktır artık. İşte hem bu tavrı hem de çocukluktan beri içselleştirmiş olduğu bilimsel metodoloji sayesinde Feynman tüm zamanların en iyi “öğretmenlerinden” biri olur. Dünyanın en çok satan ders kitabını ve daha bir çok popüler bilim kitabını yazar ve belki de o kitaplar olmasaydı bilime hiç ilgi duymayacak yüzlerce, binlerce insanı bilim insanı yapar.
Feynman’ın Türkçe’ye çevrilen bir çok kitabı var, sanırım bunlardan en meşhur olmuşu Tübitak yayınlarından çıkmış “Fizik Yasaları Üzerine”dir. Bendeki ilk baskısı Tübitak tarafından 95 yılında basılmış olan bu kitap Feynman’ın Cornell Üniversitesinde verdiği bir dizi konferansın çözümlemesidir. Feynman minimum sayıda denklem kullanarak fiziğin temel kanunlarını ve bunların doğadaki işleyişini okuyucusuna aktarır. Yerçekimi ile başladığı seri kuantum mekaniğindeki olasılık ve belirsizlik kavramlarına kadar sürer ve bütün yazılar hiç matematik veya fizik bilmeyen biri tarafından bile rahatlıkla takip edilebilecek kolaylıktadır.
Cornell dersleri o kadar ilgi çeker ki Caltech üniversitesi Feynman’a bir teklif sunar: “Lisans öğrencileri için temel fizik dersi” vermek. Feynman başta çekinir, öğrencilerle bağ kurup kuramayacağı konusunda şüphecidir. Şüpheleri yersizdir, daha ilk dersten öğrenciler tıklım tıklım doldurur amfiyi. Daha önce verilen temek fizik dersleri hem sıkıcı geçmiş hem de ders boyunca çok az modern fizik işlenmiştir; dolayısıyla öğrenciler dersin yeni haline müthiş bir ilgi gösterir. Caltech yöneticileri belki de akademik dünyada alınmış en doğru kararlardan birini alarak dersleri videoya çekmeye karar vermişlerdir. Feynman’ın ilk dersinden itibaren verdiği bütün dersler videoya çekilir. Hem bu dersler, hem de alınan notların temize çekilmesinden sonra Feynman’ın en çok okunan eseri ve tarihin en çok satmış temel ders kitapları ortaya çıkar: “Feynman Fizik Dersleri”
“Feynman fizik dersleri” bugün dünyada sadece üniversite öğrencilerinin değil, fizik meraklılarının da başvurduğu en değerli temel kaynaklardan biri. Feynman’ın kendine özgü uslubu ile okuyucuya “çekim kuvveti” kavramından başlayarak fiziğin en temel kavramlarını basit ve etkili bir şekilde aktarır. 3 cilt halinde basılı olan derslerin 1. cildi mekanik, ışıma ve ısı üzerine, 2. cildi elektromanyetizma ve madde üzerine, 3. ccildi ise kuantum mekaniği üzerine. Bugün “Feynman Fizik dersleri” artık sadece basılı kitap olarak değil, internet üzerinden okunabilecek şekilde de bulunabiliyor. http://www.feynmanlectures.info/ adresinden kitabın ilk cildine ücretsiz ulaşabilirsiniz.
Ama daha da güzeli, dersleri internetten canlı izleyebilirsiniz! Bill Gates özel hayranı olduğu Feynman’ın derslerini “Project Tuva” adı altında internete aktardı. http://research.microsoft.com/apps/tools/tuva/ adresinden tüm derslerin videolarına ingilizce altyazıları ile ulaşabilirsiniz. Ayrıca dersler anlatılırken yanda çıkan bağlantılardan konu ile ilgili ilave materyeller de konuyu daha kapsamlı kavramanızda yardımcı oluyor.
Peki, adı niye “Project Tuva”? Çünkü, Feynman’ın hayatı boyunca en çok istediği şeylerden biri özerk Tuva cumhuriyetini ziyret etmek ve şamanlarla davul çalmaktı. Ne yazık ki o dönem Amerikalılar için Sovyet topraklarında bulunan Tuva’yı ziyaret etmek çok zordu, Feynman hiçbir zaman Tuva’ya gidemedi. Babasının rüyasını kızı gerçekleştirdi, Michelle Feynman 2009 yılında Tuva’yı ziyaret ederek babasının son isteğini yerine getirmiş oldu.
Feynman’ın fizik dersleri henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olsa da, bu derslerden çıkan iki kitabı Türkçe olarak bulabilirsiniz. Bunlardan birincisi ilk sayımızda tanıttığımız “Altı Kolay Parça” diğeri ise “Feynman’ın Kayıp Dersi”dir. Özellikle “Altı Kolay Parça” neredeyse hiç matematik kullanmadan temel fizik kavramlarını okuyucuya aktarma konusunda çok başarılı, çok az denklem görüyorsunuz kitapta. Bence Feynman ve kendisinin fiziğe olan yaklaşımını en iyi şekilde kavramak için okunması gereken ilk kitap “Altı Kolay Parça”dır.
“Feynman’ın Kayıp Dersi” ise adının ima ettiği üzere kaybolmuş ve daha sonra bulunmuş bir derstir. Caltech arşivcisi Judith Goodstein üniversitenin profesörlerinden Robert Leighton’ın ofisindeki dosyaları tarar ve düzenlerken Feynman’ın orjinal ders notlarını da elden geçirir. Notları düzenlerken “Feynman Fizik Dersleri”nde basılmamış notlar gözüne çarpar. Notların başlığı Feynman tarafından atılmıştır: “Gezegenlerin Güneş Çevresindeki Hareketi”. Notlar karmakarışıktır, bir türlü işin içinden çıkamaz. David Goodstein ile beraber notları düzenleme çabasına girişirler, zira Feynman’ın tamamen geometrik yöntemlerle gezegenlerin hareketini anlattığı notların tahta çizimlerine bir türlü ulaşamazlar. Eldeki fotoğraflar yetersizdir, umutsuzca bırakırlar. Ancak ilerleyen yıllarda birinci sınıflara aynı konuyu anlatırken Feynman’ın anlatım yönteminin kurtarılması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğine kanaat getirirler. David ve Judith Goodstein en sonunda notları kurtarmak için bir kez daha girişirler işe. Yapılacak iş tam anlamı ile arkeolojik kazı gibidir, yapının önemli kısmı görünmekte ama bazı parçaların tekrar oluşturulması gerekmektedir. Ders notları, Newton’un “Principia”’sı ve Kepler’in “The New Astronomy”’sini çıktıkları bir gemi yolculuğunda yanlarına alırlar ve notların en başından adım adım Feynman’ı takip ederek diagramlarını oluştururlar. Sonuçta dersin tamamını tekrar yaratmış olurlar. Gezegenlerin eliptik hareketinin Feynman’ın kendine özgü ispatı artık öğrenciler ve fizik meraklıları ile buluşmaya hazırdır.
Keşfetmenin keyfi
Feynman’ın bilim kitaplığına bu katkıları dışında kendi anılarını anlattığı kitaplar da popüler bilim kitapları arasında sayılabilir. Özellikle “Eminim şaka yapıyorsunuz Bay Feynman” ile “ Başkalarının ne düşündüğünden sana ne?” çok satan kitaplar listesine girerler yayınlanır yayınlanmaz. Feynman bu kitaplarda hayatı boyunca asla bırakmadığı merak, keşfetme ve öğrenme tutkularının hayatını nasıl etkilediğini anlatır. Problemlere yaklaşımı o kadar yalın ve güzeldir ki, sanki herkes bir fizikçi olup yeni keşifler yapabilir gibi hisseder okudukça. Challenger faciasının sebebinin bir conta arızası olduğunu o kadar basit şekilde ispatlar ki sanki onun yerinde olan herkes facianın sebebini bu kadar rahat bulabilirmiş gibi.
Ama bunlardan daha önemli bir şey vardır Feynman’ın kitaplarından, derslerinden ve konuşmalarından bize aktardığı. Bilimin hayattaki güzelliği algılama konusunda en az sanatçılar kadar bize yardımcı olabileceği. Bir şeyin nedenini, nasılını bilmek onun güzelliğini algılamaya engel midir? İnsan gülüşünün sebebini, bir bebeğin annesini görünce neden heyecanlandığını, bir gülün neden güzel koktuğunu ve hatta acı biberin neden acı olduğunu bilmek onların güzelliğini takdir etmeye engel midir? Yıldızların füzyon reaksiyonları sayesinde yandığını ve nasıl ışıdıklarını bilmek onları gece görünce heyecanlanmamıza ve sevgilimizle hayal kurmamıza engel mi?
Sanatçılar gördüklerini, duyumsadıklarını ve güzellikleri/çirkinlikleri/neşeleri ve acıları yorumlayarak eserlerine yansıtırlar, filozoflar ve biliminsanları gözlemlediklerini açıklamaya çalışırlar. Amaçları ve yöntemleri ne olursa olsun hepsini teşvik eden tek ortak şey “merak”tır. Bir sanatçı gülü tuvaline yansıtacağını düşünürken, bir filozof gülü neden estetik bulduğumuzu anlamaya çalışırken ve bir biliminsanı gülün kokusun hangi kimyasal birleşimden meydana geldiğini bulmaya çalışırken hep meraklı çocuklar gibidirler. Zaten dünya ve hatta bütün evren meraklı çocukların oyun alanı değil midir?
İşte Feynman o meraklı çocukların da en meraklılarından biridir ve keşfetmekten ömrünün sonuna kadar keyif almıştır. Feynman’ın bize aktardığı en önemli şey de budur: keşfetmenin keyfi. Hayatta kazanabileceğimiz en büyük ödül budur Feynman’a göre. 1981’de kendisi ile yapılan bir röportajda şu sözleri sarfeder:
“Bana atfedilen onurları sevmiyorum…. Ödülümü çoktan aldım ben zaten: keşfetmenin keyfi, buluş yapmaın heyecanı ve diğer insanların bunları kullandığını gözlemleme. Gerçek olanlar bunlardır”
Ne diyelim, “Eminim keyif alıyorsunuzdur bay Feynman”. Çünkü biz okurlarınız çok keyif alıyoruz sizi okumaktan…
Meraklısına notlar:
1. Feynman’ın bilim ve sanat arasındaki ilişkiyi açıkladığı “Bir çiçeğe övgü” videosunu şuradan izleyebilirsiniz: http://www.acikbilim.com/2013/01/video-fotograf/richard-feynman-cicege-ovgu.html
Güzel bir yazıydı. Richard Feynman’ın yeni nesil gençlerin, merak duygusuyla araştırmalarını, neden, nasıl gibi sorular sorup, olayın ayrıntısına, mikro düzeyine inip irdelemesini, böyle yaptıklarında bir “Feynman” olabilecekleri mesajını vermiş. Biz millet olarak görevimiz; atalet halinden uyanıp, tembel zihinlerimizin ufkunu açmak için çabalamak, bu doğrultuda; merak ettiğimiz en ufak olgunun peşinden koşup Feynman’ın deyimiyle “keşfetmenin keyfini” yaşamak. Bu keyif öyle büyük bir keyif ki, bu keyfi toplum da yaşar. Toplumun yaşadığı keyif ile yeni meraklı zihinler tomurcuklanır ve ülkede büyük başarılara “keyiflere!” imza atılır. Bizim ülkemiz adına da böyle “keyifli günler” yaşanması dileğiyle…
Not / ukde: Keşke üç ciltlik “basite indirgenmiş fizik kitapları”nın Türkçe çevirisi olsaymış…
maalesef sadece keşkelerle yetiniyoruz işte kim istemez ki…hangi Türk istemez ki bilim için yayınlanan 1 sayfanın bile tr dile cevrimesini…keşke dünyada tek bi dil olsaydı….