Dünyada bilimin açıklığıyla ilgili ilginç şeyler oluyor.

Bunlardan biri bilimsel yayın süreciyle ilgili. Açık Bilim gibi dergilerden değil, bilimsel gelişmelerin birinci elden duyurulduğu akademik dergilerden bahsediyoruz. Bilim insanları araştırmalarının ayrıntılarını makaleler halinde hazırlayarak bu dergilere gönderirler. Ancak yayınlanmadan önce bu yazıları o sahandan, kimliği gizlenmiş başka araştırmacılar gözden geçirir, makalenin düzeltilmesini sağlar ve yeterliyse yayına kabul eder. Buna hakemlik süreci denir.

Hakemlerin kimliğinin gizlenmesi eleştiri çeken bir durum olsa da, hakemlerin bir makaleyi çekinmeden eleştirebilmesi, hattâ reddedebilmesi için elzem görülüyor. Akademik dergilerin çoğunluğu bunu hâlâ uyguluyor, bazıları ise kimliklerini açıklamadan hakemlerin eleştirilerini ve yazarların cevaplarını makaleyle birlikte yayınlıyor.

Bunlara şimdi bir de baskı sonrası denetim eklendi; bu yeni denetim mekanizmasında görev bilim camiasındaki herkese düşüyor. (Aslında seçilmiş bilim insanlarının makale yorumladığı bir site (Faculty of 1000) zaten vardı, ancak burada genelde iyi makaleler, isimleri belirli bilim insanlarınca tanıtılıyordu.)

Şimdi ise bir nevi bilimsel Ekşi Sözlük olarak tanımlayabileceğimiz PubPeer ortaya çıktı. Burada bilimsel makalelere yorum yazanların isimleri gizleniyor, hattâ sitenin sahipleri bile isimlerini gizli tutuyor. Amaç, bir öğrencinin de bir makaleyi korkmadan sorgulayabilmesi, tartışabilmesi. Sitenin büyümesiyle bu amaç yavaş yavaş yerine gelmeye başlıyor.

Eleştirenlerin isimlerinin gizliliği (Ekşi Sözlük’teki gibi) zaman zaman üslubun sivrilmesine neden oluyor, ancak bunu da bu özgürlüğün bir maliyeti olarak görmek gerek. Zira daha önce PLoS dergileri bilimsel makalelerin altına yorum yapma imkanı sağlamıştı, ancak bu özellik hiç ilgi görmemişti. Anlaşılan bir makalenin altına adıyla sanıyla eleştiri yazmak isteyen pek bilim insanı yoktu. Yani belki de bilim için en gerekli şeylerden biri olan eleştiriyi artırmanın yolu, eleştirenleri gizlemekten geçiyor.

Pubpeer’in içeriği oldukça geniş: Bir DOI ile yayınlanmış olan ya da arXiv veritabanında yer alan tüm makaleler PubPeer’im menzilinde yer alıyor.

Bakalım bilim dünyasının da bir ekşi sözlüğü olmasının uzun vadede ne gibi sonuçları olacak?

Kaynaklar

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çağrı Yalgın

Tampere Üniversitesi'nde doktora sonrası araştırmacı olarak mitokondri hastalıklarını genetik yöntemlerle inceliyor. Daha önce de Japonya'daki RIKEN Beyin Bilimleri Enstitüsü'nde sinir hücrelerinin uzantılarının oluşumundaki ırsi etmenleri inceleyerek Saitama Üniversitesi'nden doktora almıştı. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Bornova Anadolu Lisesi mezunu.