– Metiiiiiiiin…. Kime diyorum ben! Gel, çabuk kahvaltını yap.

– Tamaaaam anneee. (of!)

– Nerdesin sen? Hemen gel buraya. Servisin gelecek şimdi!

– Banyodayııım. Geliyorum şimdiii. (of! of! of!)

15 yaşında genç bir çocuk olan Metin’in banyoda bu kadar uzun kalmasının sebebi, yapmakta olduğu cerrahi müdahaleler. Metin’in son 1 aydır, başta yüzü olmak üzere birçok yerinde kırmızı kırmızı noktalar oluşmaya başladı. Ve Metin bu kırmızı noktaları hiç sevmiyor. İçgüdüsel olarak bu noktaları patlatarak bunlardan kurtulabileceğini umuyor. Ama nafile… Her gün yenileri çıkıyor. Yanaklarında, çenesinde ve hatta burnunun tam ucunda… İşte Metin’i banyoya hapseden şey burnunda çıkan o kırmızı nokta.

Dilerseniz biraz daha geriye, Metin’in ilk sivilcelerinin çıkmaya başladığı günlere dönelim. Bakalım, Metin’in vücudundaki hangi değişiklikler, bu kırmızı noktalara neden olmuş.

Ergenliğe Giriş 101

Metin, genç yaşının getirdiği genç bir vücuda sahip. Vücudunun tüm katmanlarındaki yenilenme hızı, hayatı boyunca bir daha bu kadar yüksek olmayacak. Vücudu canla başla, büyümeye ve gelişmeye çabalıyor. Buna derisi de dahil. Metin’in derisi, dışarıdan basit bir örtü gibi gözükse de, ayrıntılı olarak bakıldığında bir çok yapıyı barındırıyor. Kıl foliküleri, ölü deri parçaları, yağ bezleri, gözenekler vs. Her biri büyük bir düzenin birer parçası.

dreamstime_m_14341663-Human-Skin-Pores

Metin’in derisi, onu birçok dış etkenlere karşı başarıyla koruyabiliyor. Mikropların içeri girmesini önlerken, vücuttan atılan su miktarını da kontrol edebiliyor. Sıcak ve soğuk durumlarında yapısını değiştirerek, vücut ısısını korumada yardımcı oluyor. Elastik özelliği sayesinde, fiziksel darbelere karşı bir kalkan görevi görüyor.

Ancak tüm bu özelliklerini sağlayabilmesi için, derinin nemli kalabilmesi şart. Kurumuş bir deri, ne fiziksel direnç gösterebiliyor ne de mikroorganizmalara karşı bir savunma gerçekleştirebiliyor. Yani su yoksa, savunma da yok. Öte yandan, deri üzerinden her saniye su kaybı gerçekleşiyor. Ve Metin’in vücudu, deriyi nemli tutabilmek ve su kaybını düzenlemek için akıllıca bir yol izliyor. Derinin üzerini koruyucu bir sıvı ile kaplıyor. Sebum ile…

Vıcık Vıcık Sebum’lar, Gelir Derimi Kaplar!

Sebum, derinin hemen altında yer alan yağ bezleri tarafından salgılanan, yağlı bir sıvı. Yoğun bir işgününden sonra, elinizle alnınızı sildiğinizde, elinizde hissettiğin yağlı sıvı sebum’un ta kendisi. Biliyorum, pek sevmiyorsunuz o yağlı şeyi. Metin de sevmiyor zaten…

HairFollicleSebum, deri üzerinde bulunan gözeneklerin içindeki yağ bezlerinden üretiliyor ve gözeneklerden dışarıya atılarak deri yüzeyine yayılıyor. Metin’in derisinde bu gözeneklerden yaklaşık 5 milyon adet olsa da, hepsindeki sebum üretim miktarı aynı değil. En yüksek miktarda yağ bezi yüz ve saç derisinde bulunurken; el ayası ve ayak tabanında neredeyse hiç bulunmuyor. Metin’in saçlarının yağlanmasının sebebi de işte bu sebum. Pis Metin!

Normal koşullar altında, bu yağlı sıvı gözenek içinde üretilmekte ve akabinde deri dışına atılsa da, bu durum her zaman böyle işlemiyor.

Önceki yazımızda da (Bir Yaranın Hayatı – 1) değindiğimiz gibi, Metin’in derisi sürekli bir devridaim içinde. Üstteki hücreler ölürken, alttan yeni hücreler oluşturuluyor. Aşağıdan yukarıya doğru sürekli bir hareket var.  Bu hareket süresince, üsstteki ölü derinin vücuttan atılması gerekiyor. Bunun en iyi yolu da yıkanmak. Ama burada Metin’den bahsediyoruz. Kendisinin suyla da hiç mi hiç alakası yok.

Az yıkandığı için, yüzündeki ölü hücreler deri yüzeyinde birikiyor. Bu birikme, yukarıda bahsettiğimiz, gözeneklerden birini kapadığında da o kırmızı sivilcelerin de başlangıcı verilmiş oluyor.

Metin gerçekten de son 4 gündür yüzünü yıkamıyor. Annesi henüz farkında değil. Aslına bakılırsa Metin de değil. Ancak biri farkında… Burnunun tam ucundaki deri gözeneği. Bu gözeneğin ağzı, 4 gündür biriken ölü hücrelerle neredeyse tıkanmak üzere. Üstüne üstlük, Metin, yeni yeni ergenlik çağına girdiği için, erkeklik hormonu diye bilinen androjenlerin miktarı da oldukça fazla. Bu hormon, deri altı yağ bezlerinin çalışmalarını da normalden kat be kat arttırıyor. Metin’in derisi canla başla yağ üretiyor ve üretilen bu yağın dışarıya gideceği tek açıklık da kapalı.

Bir Sivilce Doğuyor!

Üstü tamamen kapanan gözeneğin içi sebum ile dolmaya başlıyor. Daha da kötüsü, gözenekte miktarı artan tek şey de sebum değil. İstenmeyen başka bir misafir de var. Bakteriler…

Metin’in derisi 100’den fazla bakteri türünden, trilyonlarca bakteriye ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar bu bakteriler, deri altına geçemese de, es kaza gözeneklerin içine girebiliyor. Ancak, sebumun akış yönü içeriden dışarıya olduğu için, bu yağlı sıvı ile tekrar dışarıya atılıyorlar. Tabii, dışarıya atılacak bir çıkış olursa…

acne1NormalFollicle22 2

Ne yazık ki, Metin’in burnundaki o gözeneğin içindeki bakterilerin atılacağı bir delik yok. Sıcaklık ve besin açısından mükemmel olan o gözeneğin içinde sebum miktarı artarken, mikroorganizmaların (genellikle Staphylococcus türleri) miktarı da hızlıca artmaya başlıyor. Artan mikroorganizma sayısı, Metin’in bağışıklık sistemini de aktif hale getiriyor.

Metin’in vücudu, giderek şişen deri gözeneği yetmezmiş gibi bir de, bakteri istilası ile uğraşmak zorunda. İlgili bölgeye bağışıklık hücrelerinin (nötrofiller) en kısa zamanda, konuşlanması için bölgedeki kan damarlar genişliyor ve kan akışı hızlanıyor. Bu an itibari ile, sivilce de tipik olan  kırmızı rengi almaya başlıyor.

Sivilceyi Sıkmanın da Bir Zamanı Var!

Metin, burnunun ucundaki bu kırmızı noktadan hiç memnun değil. İçgüdüsel olarak onu patlatmaya çalışacak. Derkeeen, Metin sivilcesini patlatıyor. Şu anda sebum ile birlikte bir bakteri çorbası dışarı çıkmış durumda. (ıyk!) Sivilcenin patlaması, her ne kadar o beyaz noktayı çözse de, geride tamir edilmesi gereken büyük bir yara bırakıyor. Normalde 2 gün içinde sönecek bir sivilce, şimdi ancak 5 günde iyileşecek bir yaraya dönüşmüş durumda.

Pimples_0Öte yandan, Metin o sivilceyi patlatmak için 15 dakikasını harcadı. Bu süreç içinde, ilk cerrahi müdahalesi olan iki parmakla sıkma, yarardan çok zarar getiriyor. Sıkma işlemi, her ne kadar sebum ve bakterilerin bir kısmını dışarı çıkarsa da, bir kısmını da derine itiyor. Bu sebeple, bakteri enfeksiyonu (ve kırmızılık) bir 4 gün daha sürecek.

Pis Metin, bu cerrahi müdahale sonrasında, yüzünü yıkamayı yine unuttu. Kurumuş sebum ve kalabalık bakteri grubu şimdi de çevredeki gözeneklere yayılmış drumda. Ve gözeneklerin tıkanması için zemin oluşturuyor. Metin farkında olmasa da, bu sabah yaptığı işlem ona 1 hafta içinde 6 sivilce olarak geri dönecek.

Metin’in sivilceleri ile olan bu savaşı, hormon seviyesi stabil hale gelene kadar, yani 25 yaşına kadar devam edecek. Bu süre sonrasında, yağlanma seviyesi azalacak ve yıkanma alışkanlığı edinecek (mi acaba?).

Elbette, sivilcenin tek sebebi, yıkanmamak değil. Bazı kişilerin bünyeleri bu şekilde gözenek kapanmalarına daha yatkın olabiliyor. Bu kişilerde gözeneklerin ağızlarının çapı daha dar olabiliyor. Bu da gözeneklerin kapanmasını kolaylaştırıyor.

Yine de sivilcelerden korunmak elinizden gelebilecek en iyi önlem, derinizi temiz tutmak. Bunu olabildiğince yüzünüzü (ve vücudunuzu) temiz tutarak, ölü derilerimizden kurtularak sağlayabilirsiniz. Derinize iyi bakın. Çünkü, değiştiremeyeceğiniz yegane kıyafetiniz o.

Gözenekleriniz açık, yüzünüz temiz olsun. Nisan’da görüşmek üzere… 

Kaynaklar:

  • Ottaviani M, Camera E., and Picardo M., (2010) “Lipid Mediators in Acne,” Mediators of Inflammation, vol. 2010, Article ID 858176, 6 pages. doi:10.1155/2010/858176
  • Wikipedia, Acne vulgaris. http://en.wikipedia.org/wiki/Acne
  • Porter AM. (2001) Why do we have apocrine and sebaceous glands? J R Soc Med. 2001;94(5):236-7.
  • Wikipedia, Sebaceous gland. http://en.wikipedia.org/wiki/Sebum
  • James, William D.; Berger, Timothy; Elston, Dirk M. (2006). Andrews’ diseases of the skin: clinical dermatology. Saunders Elsevier. p. 7.

yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Can Holyavkin

İstanbul Teknik Üniversitesi'nde doktora yapan Moleküler Biyolog ve Genetikçi. Güncel biyoloji haberleri yayınlayan Biyo RSS adlı blogun hazırlayanı ve yazarı.