“Bana oy lazım, çok oy!”
Mayıs 2012, Reşadiye – Tokat
Berber Murat’ın dükkanından içeri giren İsa öğretmen heyecanlıydı. Koltuğa oturduğu an anlatmaya başlamıştı onu heyecanlandıran şeyi. Berber Murat gülümseyerek dinlerken hocayı bir anda durdu, şakırdattığı makaslarını bir an susturdu ve İsa hoca’ya sordu:
– Ya hocam, bu kadar faydalı bir şeyse elbette yardımcı oluruz. Ne lazım sana, nasıl yardım edelim?
– Destek olun bana, internette oy kullanmanız lazım. Bana oy lazım, çok oy. Ne kadar çok oy kullanırsanız o kadar çok kazanma şansınız olur. Seferber olalım, hepimizin bir olması lazım.
– Tamam hocam,oluruz elbet. Sen bu kadar inandıysan, bu kadar istediysen elbet bu bizim çocuklarımız için de faydalı bir şeydir. Sen hele bize güven, kasabalı olarak biz seni birinci yaparız elbet o internette.
– Aslansın Murat Usta, eşim de sağlıkçıları harekete getirecek. Göreyim sizi, kazanalım şu yarışmayı çocuklarımız için.
– Olur ya, sen merak etme evelallah
19 Kasım 2012, Reşadiye
Otogar’da otobüsten inen kadın tedirgindi, ne de olsa ilk defa kendi başına böyle bir işe kalkışıyordu. Acaba nasıl karşılanacaktı, insanlar en önemlisi çocuklar ilgi gösterecek miydi getirdiği şeye? Otogara ayak attığı an endişelerinin yersiz olduğunu anladı, karşısında İsa öğretmeni görünce.
-Nurcan hanım hoşgeldiniz
3000 oy kullanılmıştı bu kasabadan ve hepsini örgütleyen kişi fen öğretmeni İsa Arslan idi. İsa hoca onu oy verenlerle tanıştırırken şaşkındı Nurcan hanım. Bütün kasaba birlik olmuştu İsa öğretmen sayesinde, Nurcan hanımın yanında getirdiği teleskobu kazanmak için. Dayanamaz sorar: “İsa öğretmen sizi nasıl ikna etti böyle, yarışma için oy vermeye?”
“Hocam, bir toplumu harekete geçirenler öğretmenlerdir. Öğretmen ne istediğini biliyorsa biz onun yanında yer alırız”
O akşam Tokat’ın reşadiye ilçesinde ilk defa gözlem şenliği yapıldı. 3 saaat boyunca 500 kişi Nurcan hanımın elleriyle yapıp kasabaya hediye ettiği teleskobun ve diğerlerinin başından ayrılmadı. İşi ışıl ışıldı Nurcan hanımın, projesi ilk meyvesini vermiş ve yüzlerce çocuk teleskopşa ve yıldızlarla tanışmıştı. İlçe milli eğitim müdürünün sözlerini ömür boyu unutmayacak şekilde kazıdı hafızasına, çabasının karşılığı olarak
“‘Çocuklarımızın yolunu aydınlatan gözlerinizdeki ışık hiç sönmesin’
Ben bir teleskop yapacağım
Çocukken astronot olmak istiyordu, her çocuk gibi kocaman hayalleri vardı. Çocukken de Almanya’daki işçi babasından bile teleskop, mikroskop gibi şeyler istiyordu oyuncak yerine çünkü bilim insanı olmak istiyordu nurcan Örtügen Gök. Ama hayat onu bambaşka bir yola savurdu. Üniversite sınavında tercihlerini yaparken farkeder ki “astronot” olmak için bir bölüm yok, astronomiyi de bilmemektedir. O zamana kadar kimse yönlendirmemiştir, ona yol göstermemiştir ki. Uçmayı çok sevmektedir, hava harp okulunun sınavına girer ama sadece 2 puanla kaçırır giriş şansını ve Mimar Sinan üniversitesi istatistik bölümünde okur, üzerine İstanbul üniversitesinde işletme yüksek lisansı yapar ve iş hayatına atılır. İş hayatı çok yoğundur, ama ona hayallerini unutturacak kadar değil. 2009 senesinde artık dayanamaz ve hayalini gerçekleştirmeye karar verir. Astronot olup uzaya gidemeyecektir, o yüzden uzayın ona gelmesi gerekmektedir ve bunun için gider bir teleskop alır. Ama:
” Gittik eşimle bir teleskop aldık ama bilmeden aldık aslında. Bir telefon, bilgisayar alsanız gider birilerine sorarsanız ama teleskopu kime soracaktık. Türkiye’de teleskop üretimi de yok, hep ithal. En sonunda bir şekilde kara verdik bir teleskopa. Kurduk ettik teleskopu ama üç dört ay çalıştıramadık, bilemedik nasıl çalıştıracağımızı. Bugün olsa o teleskopu almam, daha bilinçi bir tercih yaparım. Astronomik gözleme yeni başlayanlara da bunu diyorum, gidin önce bir dürbün olun ve onunla tatmin edin gözlem merakınızı. Daha sonra daha bilinçli bir şekilde yaparsınız teleskop tercihinizi “
Bir gün bir film seyreder “Ekim düşü” diye. Film bir madenci kasabasında herkes gibi madenci olmak yerine roket yapma düşü olan bir çocuğu anlatmaktadır. Çocuk, herkes dalga geçse de, inatla çalışır ve gerçekten bir roket yapar ve bu sayede Nasa’ya bile gider. Filmden çok etkilenen Nurcan hanım kararını verir: “Ben bir teleskop yapacağım”
Hemen okumaya girişir, eline ne geçerse okur ve sonra camlarını, optik kimyasallarını ve diğer yardımcı malzemeleri sipariş eder. Ve başlar evinin mutfağında camları yontmaya. Kendi deyimi ile “daha hamur açmayı bilmiyordum, ama mutfağımda ayna yontuyordum” . Aynalı teleskopların içbükey aynalarını kendi elleri ile yapmaya başlar.
Galileo’nun teleskopu keşfedişinin 400. yılı onuruna Unesco tarafından “Astronomi Yılı” ilan edilir 2009 yılı. İstanbul Kültür Üniversitesi de bu sebepler “Teleskop Yapım Çalıştayı” düzenler. Tam da aradığı fırsattır, ama 9-10 gün konaklamalı bir çalıştaydır ve o çalışmaktadır dur durak bilmeden. Tam bu sırada çalıştığı projeler sonlandığı için işten ayrılmak durumunda kalır ama, kendi deyimi ile, “dünyanın en mutluı insanı”dır çünkü çalıştaya katılabilecektir. O kampta teleskop yapmayı tam anlamı ile öğrenir ve ilk defa kendi başına teleskop yapar.
Artık astronomi dünyasına kendi için dev bir adım atmıştır. Astronomi onun için tutkudur çünkü: ” Astronomi temel bilimler açısından insana evrendeki yerini kavratan bir alan. İnsan gökyüzüne bakınca uğraştığı sorunların ne kadar kucuk olduğunu anlıyor”
İlk Teleskobum doğuyor
Aldığı teleskop, çalıştayda yaptığı ve evde yaptığı ile evde toplam 3 teleskop olur bir anda. Nurcan hanımın aklına bu teleskoplardan bir okula hediye etmek gelir. İlk Teleskobum projesi böyle doğar. Sosyal Medya’da tanıdığı insanların hepsi yardımcı olur bu güzel projeye; biri siteyi yapar biri logosunu tasarlar, birisi afişi hazırlar ve biri teleskobu süsler. “Hayalimdeki Uzay” diye bir resim yarışması düzenlerler ve 13 okul arasında Esenler Kazım Karabekir okulu kazanır teleskobu.
Projeyi bitirdikten sonra bir yerde işe girer Nurcan hanım ama sadece 6 ay kalabilir. “Ben bilime hizmet etmek, bilime halka götürmek istiyorum” diyerek 14 yıllık başarılı kariyerini bırakır. Ve “81 ilde 81 teleskop” projesini başlatır.
Eşi en büyük destekçisidir.Sadece manevi anlamda değil, teleskop yapımına da yardımcı olur. Teleskopun kaidesi ve ahşap kısımlarının üretimini üstlenir. Teleskop yapımını öğrenmek için evdeki teleskobu parçalayıp incelerler. Fizik bilmemeleri de engeldir önlerinde, oturup deneye yanıla öğrenirler teleskop yapmaya. Dile kolay 140 parça vardır teleskopta, hepsi de uyum içinde çalışması gereken.
Nurcan Hanım eşi ile evlerinin alt katını yapım atolyesine çevirirler. Ayna yapım odası, kaide yapım odası ve montaj malzeme odaları olur odaları. Ayna yapımını Nurcan hanım üstlenir, çok hassas bir şekilde aynaları içbükey şekle getirir elleri ile. Eşi kaide ve yuva yapımı ile ilgilenir. Çocukları Kaan da meraklıdır. Akşam saatlerinde annesi ile gökyüzüne bakan, annesinden yatmadan once yıldızları dinlemek isteyen astronomi meraklısı bir çocuktur. O da teleskopları süsleme,boyama işini alır üstüne küçücük elleri ile.
Adı “Gökyüzü“dür ailece tasarladıkları teleskobun, tasarımı kendilerine aittir. Ama ucuz değildir, her teleskop nerden baksanız 2-2500 tl’ye mal olmaktadır. Hem sadece teleskobu okul hediye etmekle bitmez işleri, teleskobu hediye etmeden once okulu ve çevresindeki okulları organize ederek gündüz toplanmasını sağlarlar. Ayrıca artık tek başına değildir, astronomlardan ve akademisyenlerden oluşan 4-5 kişiden oluşan bir ekiptir artık proje ekibi. Ekip olarak gündüz astronomi semineri düzenlerler, akşamları da gözlem şenliği. Bütün bu masrafların altından kalkmak için sponsorlar bulur.
İşte Nurcan Örtügen Gök ve arkadaşları şimdiye kadar 15 okula bu şekilde teleskop yapıp hediye ederler. “Gökyüzü” o okullardaki çocukların hayallerini beslemek ve onları ilerde biliminsanı yapmak için Nurcan hanım’ın ektiği bir tohum. Bugün teleskopları sayesinde 20.000 çocuk yıldızlara ve hayallerine daha yakın. Nurcan hanım çabasının karşılığını göreceğinden emin:
” Bilim ordusu yetiştirmek gerekiyor bu ülkeye. Tohum ekiyorum ben şu an ve bu tohumlardan birisi tutacak!”
Hayal etmeye devam edin çocuklar
İlk teleskobu hediye etmek için Nurcan hanım anlamlı bir yarışma düzenler. Çocukluk hayallerini anlatmalarını ve bu hayallerini oylatmalarını ister yarışmaya katılanlardan. İşte Reşadiye’ye giden ilk teleskobu kazanan İsa hocanın hayalidir 3000 oy alan:
“Evimiz şehrin yüksekçe bir tepesinde ve 5. katta idi. Tam karşıda dağlar görünüyordu. Her gün balkona çıkar demir parmaklıklar arasından dağların üstündeki bulutlara bakardım. Hep o dağların ucuna kadar tırmanmayı ve sonrada bulutların üzerine çıkmayı hayal ederdim. Bulutların çok yumuşak olduğunu düşünür, üstlerine çıkınca içlerine gömüleceğimi zannederdim. Şu anda benzer hayalleri kuran öğrencilerimi gördükçe çocuk çocuğa benziyor diyorum…”
Bugün bu ülkenin dört bir yanında binlerce çocuk yıldızlara bakıp hayal kuruyorlar, kimi astronot olmanın kimi ise yıldızlara ulaşmanın. Geceleri yıldızlar parlarken çocukların hayallerine parlıyorlar. O çocukların hayallerine kavuşmaları için ne büyük paralara ne de dev yatırımalra ihtiyaçları var, tek ihtiyaçları bir teleskop.
Nurcan ablanız elleri ile size teleskop yapıyor, yeter ki siz hayal etmeye devam edin çocuklar.
Kaynakça
1. http://www.ilkteleskobum.org/2012/11/resadiye-tokat-ilk-teleskopuna-kavustu/
gözlerim doldu bu yazıyı okurken.kendi çocukluk hayallerimi hatırladım.bu ülkede hala ‘nurcan abla’ gibi güzel insanlar var.bu insanı ümitlendiriyor.