Anlaşılan o ki, her yerde gördüğümüz su şişeleri, çoğu insanın hayatının önemli bir parçası. Sanki yaşam veren şişelenmiş su olmasa, insanlar susuzluktan ölecekler, kavrulacaklar ve bir sonraki rüzgarla uçup gidecek toz yığınına dönecekler. Herkesten “günde en az sekiz bardak su içmelisin” öğüdünü duyarsınız.
Podcast (acikbilimdrkarl): Play in new window | Download
Subscribe: RSS
Bu öğüt New York Times‘ta bir sağlık köşesinde ortaya çıktı ve popüler basındaki çoğu yazar tarafından da yayınlandı. Hatta Kaliforniya Los Angeles Üniversitesi’nin bir broşüründe önerdiği şey şuydu: “Yanınızda bir şişe su taşıyın. Derste otururken sık sık için…”
“Günde sekiz bardak su için” hikayesinin sac ayaklarından biri, kronik olarak su kaybediyor olmamız, ve fakat vücudumuzun bizi susuz hissettirerek düzeltecek kadar hassas olmaması. Fizyolojik açıdan bakarsak, bu tam bir saçmalık.
New Hampshire’daki Darthmouth Tıp Fakültesi Fizyoloji Departmanı’ndan Henry Valtin günde sekiz bardak su içmeyi destekleyen bilimsel kanıtları aramak için yola çıktı. Modern elektronik veri tabanlarındaki hakemli dergilerde ve eski basılı eserlerde arama yaptı. Buna ilaveten “susama” ve “sıvı tüketimi” üzerine uzmanlaşmış beslenme uzmanlarına da danıştı. Tüm bu araştırmaları sırasında günde sekiz bardak su içilmesi gerektiğini destekleyen tek bir kanıta ulaşamadı.
Kanıt yokluğuna rağmen, tipik tavsiye şu şekilde: “Çoğu uzmana göre, masa başı işi yapan çalışanların günde en az sekiz bardak su içmesi gerekiyor. Bu da televizyon karşısında yiyip, içip, şişmanlayan ortalama bir insan için Amerikan standartlarında okkalı bir ‘yarım galon’ anlamına geliyor. ”
Metrik sistemi kullanan ülkelerde, sekiz bardak su yaklaşık 1.9 litreye tekabül ediyor. Ancak hangi sıvıyı tükettiğiniz önemli mi? İlla ki saf su olmak zorunda mı, yoksa çay ve kahve de buna dahil mi?
Ve en önemlisi bu öneri nereden geliyor?
1945 yılında, Ulusal Araştırma Konseyi’ne bağlı Birleşmiş Milletler Gıda ve Beslenme Kurulu’nun yazdığı gibi: ” Erişkinler için çoğu durumda gündelik uygun sıvı tüketim miktarı 2,5 litredir. Bu miktarın çoğu hazırlanmış gıdalarda ihtiva edilmektedir.” Evet, işte bu, ihtiyaç duyduğunuz suyun çoğunluğu zaten yediğiniz yemeğin içinde. Görünüşe göre, bu son mühim cümle, yani “Bu miktarın çoğu hazırlanmış gıdalarda ihtiva edilmektedir.” cümlesi göz ardı ediliyor.
Cesur olalım ve bazı rakamlara bakalım. Ilıman bir iklimde yaşayan erişkin bir insan, vücuduna her gün yaklaşık iki buçuk litre su alıyor ve daha sonra bunu dışarı boşaltıyor.
Çoğu zaman, bu rakamın 1.220 mililitresi bir çeşit sıvıdan ve 1.000 mililitresi de su ihtiva eden gıdalardan sağlanır.Vücudunuzun içinde, “metabolik su” diyebileceğimiz, 300 mililitrelik suyu da kendimiz üretiriz. Bu şekilde vücudumuza günde 2.520 mililitre su girer.
Bu suyun 1.520 mililitresini idrarınız ve 100 mililitresini dışkınızda kaybedersiniz. Bu rakamlara bir de 900 millitrelik “farkına varmadığımız” (yani terleme ve nefes alıp verme ile kaybettiğimiz su) kayıpları da katarsanız, toplamda 2.520 mililitrelik suya varırsınız.
Genelde, bol su içmekte bir kötülük yoktur. Şu da var ki, “aşırı” su içerseniz, işte bu ölümcül olabilir. Ocak 2007’de, üç çocuk annesi Jennifer Strange, Sakramento, Kaliforniya’daki KDND-FM isimli bir radyo istasyonunun yarışmasına katıldı. Tuvalete gitmeden en çok su içen kişi bir Nintendo Wii oyun konsolu kazanacaktı. Neredeyse 7.5 litre su içen Jennifer, beyninde yaşadığı aşırı şişme sebebiyle hayatını kaybetti. Birkaç saat içerisinde günde normalde tükettiğinin üç katını içmişti.
Diğer taraftan bazı çalışmalar gösteriyor ki, çok su içmek mesane ve kolon kanseri, idrar yolu enfeksiyonları ve böbrek taşı vakalarını azaltıyor.
Doğru dengeyi tutturmak bu kadar zor mu? Harvard Erkek Sağlığı Yayını’nın (Harvard Men’s Health Watch) yazdığı gibi: “Yağ ve lifli gıdaların gramlarını takip etmek, sodyumun miligramlarını eklemek, kalori hesaplamak ve şimdi de su değerlerini izlemek; tüm bunlar zevksiz ve güç bir işe dönüşüyor.”
Peki ya bir sonraki adım nedir? Ebeveynler çocuklarını okula gönderirken endişeli bir şekilde tavsiyede bulunacaklar mı?: “Yeterli derecede hava solumayı unutma, e mi!”
Çeviren: Gökhan İnce; Seslendiren: Tevfik Uyar; Müzik: Zamanusta (Kararlı Denge) – Telif hakkı: © Karl S. Kruszelnicki (DrKarl.com); Bu bölümün özgün metni
Yorum Ekle