Ülkemizde 2 yılda bir farklı şehirlerde düzenlenen Ulusal Astronomi Kongresi (UAK), 2012 yılında 27 Ağustos – 1 Eylül tarihlerinde Malatya’da ve Malatya İnönü Üniversitesinde gerçekleştirildi.
Turgut Özal Kongre Merkezi’nde düzenlenen kongreye ülkenin dört bir yanından astronomlar, astrofizikçiler ve astronomiye ilgi duyanlar katıldı. Sadece Türkiye’deki bilim insanlarının yanı sıra yurtdışında akademik hayatlarına devam eden çok önemli bilim insanları katılım gösterdiler. Organizasyon Malatya İnönü Üniversitesi Fizik Bölümü’nden Yrd. Doç Dr. Tuncay ÖZDEMİR tarafından düzenlendi. Böylesine büyük çaplı bir organizasyonda bir çok şeyle tek başına ilgilenmiş olsa da gayet başarılı bir iş çıkarıldı.
Kongre, İnönü Üniversitesi’nin kurmuş olduğu teleskopun resmi açılışını da yapmış oldu. Kongreye katılım bana göre azdı. En son katıldığım 2008 Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ndeki UAK, hem bilim insanları hem de adayları yani öğrenciler bakımından çok daha fazla bir katılımcı nüfusuna sahipti. Ayrıca bilimsel içerik açısından da epey değişmiş olduğunu farkettim. 2008 yılında poster ve sunum konularının neredeyse tamamı çift yıldızlar, değişen yıldızlar gibi konularken, şimdi neredeyse tamamı uzay teleskoplarından yapılan gözlemler ile elde edilen verilerin işlenmesi sonucunda ortaya çıkan çalışmalardı. Aslında bu iki kongre arasında 2010 yılında Adana Çukurova Üniversitesi’nde gerçekleşen kongrede bunun olacağı gözlenebiliyordu. Günümüzde uzay teleskoplarının sayısındaki artış, farklı dalgaboylarındaki gözlemler ile veri sayısındaki artışın yanı sıra bütün bunları analiz edecek astronom sayısındaki azlık bu işlerin gittikçe artacağını gösteriyor.
ESO Türkiye
Kongrede belkide bütün dikkatleri üzerine çekerek büyük bir ilgi uyandıran konu, Türkiye’nin ESO (European Southern Observatory) yani Avrupa Güney Gözlemevi’ne üyeliği idi. Öncelikle ESO’yu (ESA ile karıştırmadan) biraz tanıyalım:
“Avrupa Güney Gözlemevi ESO, Avrupa’daki en önemli hükümetlerarası gökbilim kuruluşudur ve dünyanın en üretken gökbilim gözlemevidir. 15 ülke tarafından desteklenmektedir: Avusturya, Belçika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Finlandiya, Almanya, İtalya, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsveç, İsviçre ve İngiltere. Tasarıma, inşaya ve önemli bilimsel keşiflere olanak sağlayan güçlü yer tabanlı gözlem faaliyetlerine odaklanan iddialı bir program yürütmektedir. ESO ayrıca gökbilim araştırmalarında teşvik edici ve düzenleyici bir dayanışma konusunda öncü bir rol oynamaktadır. ESO Şili’nin Atacama Çölü bölgesinde benzeri olmayan üç adet birinci sınıf gözlem yerleşkesi işletmektedir: La Silla, Paranal ve Chajnantor. ESO Paranal’da dünyanın en gelişmiş optik gökbilim gözlemevi olan Çok Büyük Teleskop’u (Very Large Telescope), ve iki tarama teleskopu işletmektedir. Kırmızı ötesi gözlem teleskopu VISTA dünyanın en büyük tarama teleskopudur ve VLT tarama teleskopu (VST) ise sadece görünür ışıkta gökyüzünü taramak için tasarlanan dünyanın en büyük teleskopudur. ESO varolan en büyük gökbilim projesi ve devrimsel gökbilim teleskopu ALMA’nın Avrupalı ortağıdır. ESO şu anda “gökyüzünü izleyen dünyanın en büyük gözü” olacak 40-metre sınıfında Avrupa Aşırı Büyük optik/yakın kırmızı ötesi Teleskopu, E-ELT’yi inşa etmeyi planlamaktadır.” (http://esoturkiye.org/ ‘dan alıntıdır.)
Bu imkanlara ülkemizinde ortak olması, bilim insanlarımızın o kadar çabasına rağmen kısır döngüde olan Türkiye astronomisini geliştirmeyi, çağımızın ve meslektaşlarımızın şartlarına erişmeyi sağlayacaktır. Bu projeye, yani ESO Turkiye’ye, bu umuda gönül veren bilim insanlarından Umut YILDIZ, Kongrede konu hakkında sunumlarını sunarak türk astronomlara avantajları konusunda bilgiler verdi ve konu uzun uzun tartışıldı. Bu ekibin istekleri sonucu Bruno Leibundgut, (ESO Director for Science) kongreye katılarak bizlere ESO’yu ve katılım süreçlerini anlattı.
Kendisiyle konuşma fırsatı bulduğumda kendisine üye olunmadan da ESO teleskoplarının kullanılıp kullanılamayacağını sordum, kendisi elbette kullanılabilir fakat vereceğiniz projenin kabul edilebilmesi için çok eşsiz bir konu olması ve artık çözüm olarak sadece gözleme kaldığı durumlarda ele alındığını söyledi. Eğer üyelik sonuçlanırsa teleskopların en azından bazılarında kullanım süresi hakkımız olacak. Sonuç olarak bilim insanlarının hemen hemen hepsi olumlu yaklaşıp destek vereceklerini söylediler. Nihayetinde bu olay da devletin desteğine kalmış durumda. Bu konu ile sizde ilgilenmek ve takip etmek istiyorsanız http://esoturkiye.org/ adresini ziyaret etmenizi öneririm. Umarız işler başarıya doğru yürür.(E)ninde (S)onunda (O)lacak.
Kaynaklar:
Etkin duyuru olmayışı da amatör dinleyicileri etkilemiş olabilir. Verilen bildiriler konusuna bilim dışı olanların anlayacağı şekilde bir açıklama mümkün olabilir mi? Mesela eski yıllarda çift yıldızlarla ilgili çalışmalar hangi özellikleri nedeniyle, son sempozyumdaki teleskoplu bildirilerden ayrılıyordu? Kuramsal çalışmalar mı neydi farkları? Belki bunu da açarsanız çok daha doyurucu olabilir. Tebrikler.
Merhabalar, sorunuz için teşekkürler.
Çift yıldızlar, değişen yıldızlar gibi fotometrik (ışıkölçüm) gözlemler ile bir çok sonuç elde edebileceğiniz (yıldızın fiziği, sıcaklığı, çapı, uzaklığı gibi) çalışmalar günümüzde ve batı dünyasında daha çok amatör astronomların bir uğraşı oldu. Çünkü bunu yapabilmek, görece daha ucuz. Daha küçük teleskoplar ve daha az hassas dedektörler ile çok güzel çalışmalar yapılabilir. Bu konuda yapılan gözlemlerin tamamı neredeyse tayfsal spektrumun görsel bölgesinde. Bir fotometri gözlemini tayfsal çalışmayla desteklemeniz gerekir. Ülkemizdeki en büyük tayfsal teleskobun (TUG – RTT150) kullanım haklarının çoğu Rus biliminsanlarına ait olduğundan Türkiyede tayfsal gözlem yapmak çok zor. Görsel bölgenin neredeyse bütün özellikleri günümüzde bilinmektedir. Daha ilginç ve az çalışılan konuların revaçta olma sebebi, gözlem aletlerine sizin sahip olmanıza gerek olmaması. Birçok veri var ve birileri bunları işlemeli. UAK’da da gördüğümüz bu değişim gayet normal.