Scientology… Bu kavramı duymayanınız kaldı mı? Kimilerine göre çağımızın gözde dini, kimilerine göre bir tarikat, kimilerine göre Tom Cruise’un ta kendisi…
Özellikle “Science” yani “bilim” kelimesinden türediği düşünülen Scientology’i biz de merak ettik ve bu ayki sayımızda bu konuya yer vermek istedik. Okuyacağınız bu yazıda kısaca Scientology’nin ortaya çıkış, gelişim öyküsünü ve yöntemlerini ele alacağız.
Özel bir ordu, yakışıklı aktörler, güzel aktristler, güçlü bir bütçe; karşınızda Scientology. Reklamını en ünlü Hollywood yıldızları sayesinde güçlü bir şekilde gerçekleştiren Scientology, saygı duyulsun duyulmasın herkesin duymuş olma ihtimalinin yüksek olduğu bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.
Scientology kelimesinin kökenine baktığımızda; Latince “tam anlamıyla bilmek” anlamına gelen “Scio” kelimesinden türediğini görürüz. Yaygın olarak bilinen anlamı; evren ve diğer yaşamla ilgili olarak ruh üzerine çalışmadır. İngilizcedeki “Science” yani “bilim” kelimesiyle olan benzerliği sebebiyle pek çok yerde farklı tanımlara rastlamak mümkündür.
Scientology’in tarihine baktığımızda kurucusunun aynı zamanda bilim kurgu yazarı olan L. Ron Hubbard olduğunu görüyoruz. İlk çıkışında kişisel gelişim amaçlı bir felsefe olan bu akımın zamanla güçlenerek ayrı bir din olarak kabul edilmesi, başarısının büyük olduğunu gösteriyor. Peki bu oluşumun temel amacı ne? Bu sorunun yanıtı Hubbard tarafından ‘Dianetik: Ruh Sağlığının Modern Bilimi’ adlı eserde şöyle açıklanıyor: Bundan 75 milyon yıl önce Xenu adında kötü bir savaşçı diğer gezegenlerdeki yaşayanları öldürüp ruhlarını dünyaya getirir. “Tetan” isimli bu ruhlar atmosfere yayılır ve insanların bedenlerine girer. Scientologistler bu ruhları bedenlerden kurtarma amaçlı çalışmaktadır. Kurucusunun bilim kurgu yazarı olmasının etkilerini hissettiğimiz bir varoluş amacına sahip olsa da Scientology’nin günümüzde 8 milyona yakın müride sahip olması oldukça dikkat çekicidir. Scientology; nasıl bilmek gerektiğini bilmek öğretisinin savunucusudur.
Buraya kadar bahsettiklerimiz bir tarikat ya da bir din olarak nitelendirilen Scientology’nin genel bir çerçevesiydi. Fakat Scientology denildiğinde bizim esas olarak ilgimizi çeken faktör kullandıkları yöntemler, kullanılan bu yöntemlerin yüksek bedellere sahip olması işin farklı bir boyutu, uygulamalar da ilgi çekici.
Scientology yöntemlerinin temeli R. Hubbard’ın 1950 yılında öne sürdüğü Dianetik’e dayanmaktadır. Kelime anlamı; “zihin aracılığıyla” olan Dianetik; insan davranışları ve psikolojik rahatsızlıklarla ilgilenen birbiriyle bağlantılı sistemler bütünü olarak açıklanmaktadır. Dianetik sayesinde kişinin belleğinin temizlendiği belirtilmektedir. Hipnozdan daha farklı bir yöntem olan “Reverie” olarak adlandırılan bu metot sayesinde kişi yaşadığı travmaları silebilmekte, kendinden saklanan olaylara ulaşabilmektedir. Scientologistlere göre dianetik zihnin kapasitesini arttıran, insanın temel doğasını ortaya çıkarmaya çalışan bir sistemdir. Bu sistem sayesinde psikiyatri bilimine ihtiyaç yoktur, kişi dianetik sayesinde kendi bilincine ulaşabilecektir.
Dianetik beyni engramlardan kurtarmayı hedefler, peki bu “engram” dediğimiz şey nedir? Kısaca onu da açıklayalım: Beyin “reaktif bölge” olarak adlandırılan bir bölgeye sahiptir. Bu bölge dışında hata yapmaz, mantıklı düşüncenin olmadığı bu bölge bilinçsiz olduğumuzda ortaya çıkmaktadır. Buradaki bilinçsizlik, bilinen anlamının yanı sıra üzüntülü olunan ve acı çekilen dönemi de kapsamaktadır. Böyle bir durumda olan kişinin beynindeki reaktif bölge sinir uyarılarını engram olarak kaydeder. Yani engramlar bir kişinin yaşadığı tüm sıkıntıları ve acıları kaydetmektedir. Dianetik sayesinde kişi bu engramlardan arınır.
Scientology; mertebelerden oluşan bir sistemi ifade etmektedir. Scientologistler belli teknikleri geçtikleri ve eğitim aldıkları takdirde yükselmektedir. Yaklaşık 20 yılsonunda gelinebilen en üst mertebe kişiye üstat vasıfları kazandırmaktadır.
Elektrometre ile ruhsal durumu inceleme
Scientology denildiğinde karşımıza çıkan elektrometre; kişinin ruhsal durumunu incelemeye yaradığı savunulan bir çeşit dedektör olarak nitelendirilmektedir. Hubbard’ın bu elektrometre sayesinde domatesin kesilirken acı çektiğini savunması ilginç bir husustur. Elektrometre sayesinde kesin bilgiye ulaşabileceğini söylememiz mümkün değil fakat Scientology içerisinde özel danışmanlar sayesinde kullanılan bu araç belli fiyatlar karşılığında belli seanslar dâhilinde kullanılmakta ve oldukça öneme sahip olmaktadır. Mertebelere özel seanslar düzenlemesi de dikkat çekici bir başka noktadır.
Dünyada Scientology
Scientology dünyada gittikçe güçlenen bir oluşumdur. Kendine özel bir kilisesi olan Scientology’nin 3000’den fazla kilisesi ve 8 milyona yakın müridi olduğu belirtilmektedir. Bu veriler oldukça önemlidir. Keza mürit olmanın bir bütçe dâhilinde olmasına karşın mürit sayının fazlalılığı ve gün geçtikçe bu oluşumun yayılması, Scientology’nin güçlü yönünü ortaya koymaktadır.
Scientology’nin güçlü bir oluşum olmasında daha öncede bahsettiğimiz ünlü yıldızların rolü de oldukça büyüktür. Tom Cruise, John Travolta gibi isimlerin sürekli savunduğu Scientology gücüne güç katmış hatta “Sea Org” adında kendi ordusunu kurmuştur. 1967 yılında kurulan bu ordu özel üniformaya ve kesin kurallara sahiptir. Hatta burada belli bir yaşı tamamlayan çocuklara özel eğitim verilmektedir. Verilen eğitimlerin katı kurallar çerçevesinde olduğu belirtilmektedir. Sea Org (Deniz Örgütü) çeşitli kamplar açmakta, gerektiğinde bir sığınak olarak kullanılacak şekilde tutulmaktadır. Burada görev alan Scientologistlerin uymaları zorunlu olan belli kurallar vardır; bu kuralların önemli bir kısmı evlilik ve aile ilişkileri üzerinedir. Müritlere imzalatılan 1 milyar yıllık sözleşme de oldukça ilgi çekicidir. Bu sözleşme sembolik bir nitelik taşısa da Scientology’e olan bağlılık noktasında oldukça önemsenmektedir.
Scientology; bir magazin haberinde de, bilimsel yönü ile ele alınan bir yazıda da, günümüz din ve tarikatları ile ilgili bir araştırmada da karşımıza çıkabilecek bir oluşumdur. Günümüzün popüler konularından biri olduğu hususu gerçektir. Biraz incelediğinizde; bazı ülkelerde tehlike niteliğinde değerlendirildiği, bazı ülkelerde ise kiliselerine büyük önem verildiğini görebilirsiniz. Sürekli artan gücü, ünlü yıldızların reklamları, karşıt fikirlilerin protestoları sayesinde Scientology muhtemelen uzun yıllar daha gündemi meşgul etmeye devam edecektir.
Kaynakça
yorum