Deprem felaketinin en büyük handikapı öngörülemiyor olması. Toplumlar herhangi bir önlem almaya vakit bulamadan büyük depremlerle yüzleşebiliyorlar. Türkiye neredeyse her on yılda bir, bir deprem felaketinin acısını yaşıyor.
2000’lerin başından bu yana Dünya üzerinde farklı ülkelerde deprem ve ona bağlı Tsunami felaketleri sebebi ile binlerce hayatlarını kaybetti. Elbette Türkiye’de yaşayan insanlar olarak deprem haberlerine pek çok ülkeye göre daha fazla ilgi gösteriyoruz.
17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümü yaklaşırken ulusumuzun başından geçmiş ve acıları halen taze olan deprem konusunda kamuoyuna bir takım yanlış bilgilerin aktarılabileceğini de tahmin ediyoruz. Zira başka bir ülkede gerçekleşen büyük bir deprem sonrasında ekranlarda yer alan uzmanlara sorulan ilk sorulardan biri de “Bu deprem Türkiye’yi etkiler mi?” sorusu. Bir takım uzmanlar ilgisi olmadığını söylerken, uzak bir coğrafyadaki depremin Türkiye’de bir deprem tetikleyebileceğini ifade eden uzmanlar da mevcut. En azından, art arda gerçekleşen Sumatra, Şili, Haiti, Japonya, Hindistan, Pakistan ve Türkiye (Van) depremleri insanlarda böyle bir kanı oluşturuyor.
Genel kanı bu yönde olsa da ABD’de gerçekleştirilen bir çalışma depremler arasındaki bağlantı fikrine o kadar da prim verilmemesi gerektiğini iddia ediyor:
ABD’li bilim adamları Tom Parsons ve Eric Geist’in henüz tamamladıkları bir çalışma, 2004 yılından bu yana gerçekleşen depremlerin birbirleriyle bağlantılı ve birbirini tetikler nitelikte olduğu iddiasının geçerli olmadığını, bu depremlerin rastsal bir şekilde gerçekleşmiş olabileceğini destekleyen bulgulara ulaştılar.
Geçtiğimiz 100 yıl içerisinde şiddeti 8.3 ve üzerindeki tüm depremleri inceleyen ve listeleyen bilim insanları, yarattıkları simülasyonla elde ettikleri 100 yıllık rastgele deprem listesini karşılaştırdılar ve anlamlı bir bağlantı bulamadılar. Başka bir deyişle, küresel çapta etkili büyük ve yıkıcı depremlerin oluş periyotları zaman içerisinde değişmiyor ve bugüne kadarki depremler de bu rastgele seyre uygun bir seyir izlemiş.
Bu olasılığın sabit olması aslında güzel bir haber: Zira geçtiğimiz 10 yıl içerisinde o kadar çok büyük deprem oldu ki, uzun bir süre bu denli büyük bir deprem zinciriyle karşılaşma ihtimali çok zayıf.
Tabi bu durumun birbiriyle ilişkili olmadığı bilinen, birbirinden uzak coğrafyalar için geçerli olduğunu da vurgulamak gerek. Tek bir fay hattı üzerindeki kırılmalar hala bu gibi analizlere açık bir konu. Özellikle bizim gibi bir deprem ülkesinde bilim insanlarının deprem konusuna daha çok eğilinmesi ve bu çalışmaların sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması beklentilerimiz arasında.
Kaynak:
Science Daily, http://www.sciencedaily.com/releases/2012/08/120802122611.htm
Yorum Ekle