Birbirinin eşi olan Voyager 1 and 2 uzay araçlarının amacı, daha önce hiçbir uzay aracının ulaşmadığı mesafelere giderek buraları keşfetmekti. Bu yıl, uzaya gönderilişlerinden 35 yıl sonra, bu iki uzay aracı Güneş Sistemi’ni terk etmek üzere. Ben bu satırları yazarken Voyager 1 Dünya’dan 18.006.323.650 km, Voyager 2 ise 14.674.878.252 km uzaklıkta. Her ikisi de, saniyede ortalama 17 km hızla, Pluto’nun da ötesinde bulunan “Heliosheath” denen bir bölgede seyretmekte. Heliosheath, Güneşimizden gelen güneş rüzgarlarının, yıldızlararası gazlar tarafından yavaşlatıldığı bir bölge. Her iki uzay aracı da, çevreleri ile ilgili verileri Derin Uzay Bilgi Ağı ( DSN-Deep Space Network) aracılığı ile Dünyaya göndermeye devam ediyor, gönderilen verilerin NASA’ya ulaşması 16 saat 38 dakika sürüyor.
Heliosheath katmanının ne kadar kalınlıkta olduğunu tam olarak bilmememize rağmen, Voyager’lerin birkaç yıl içinde Güneş Sistemi’mizden tamamen çıkarak yıldızlararası boşluğa girecekleri tahmin ediliyor.
Voyager uzay araçlarının ilk görevi hakkında çok az şey bilinen Jüpiter ve Satürn hakkında bilgi toplamaktı.
1979 yılının Ocak ayında Jüpiter’e ulaşan Voyager 1, buradan 19 bin kadar fotoğraf ve pek çok bilimsel ölçüm verisini Dünya’ya iletti.Nisan ayında görevini Voyager 2 ‘ye teslim etti ve iki araç birlikte Jüpiter’in ve uydularının 33 bin fotoğrafını çektiler. Bu fotoğraflar sayesinde, Jüpiter’de süregelen fırtınaları, uydusu İo’daki aktif volkanları öğrendik.
1980-1981 yılları arasında Saturn’e ulaşan Voyager araçları, bize Satürn’in halkalarının karmaşık yapısını, atmosferindeki gazların bileşimi, manyetosferi ve görülen manyetik kutup ışıkları hakkında detaylı bilgiler aktardılar. Gene bu görev sırasında, daha önce Açık Bilim’de yer verdiğimiz, Dünya’mızın en uzaktan çekilen görüntüsü olan Soluk Mavi Nokta fotoğrafı çekildi.
Voyager’ler 1986-1989 yılları arasında Uranüs ve Neptün’ü incelediler.Bu incelemeler sırasında bir gaz devi olan Neptün’ün yapısı hakkında yeni bilgiler elde edildi, Üranüs’in daha önce keşfedilmemiş 10 yeni uydusu keşfedildi.
Artık Voyagerlar, Güneç Sistemimizin dışına çıkmaya hazırlanıyorlar. Bu yolculuk sırasında, kalan enerjilerini kullanarak bize 2025 yılına dek veri iletmeye devam edecekler. Bu sürenin sonunda, uzak sistemlerdeki gezegenlere doğru olan ilerleyişlerine aynı hızda, ama sessiz olarak devam edecekler.
NASA, her iki Voyager aracına da, olası dünya dışı varlıklar tarafından bulunmaları halinde Dünyadaki yaşam ve kültürü dünya dışı varlıklara anlatacak kayıtları içeren altın kaplama birer veri diski yerleştirmiş durumda. Altın Plak adı verilen bu disklere kaydedilen ses ve görüntüler, Dünya’daki farklı tür ve kültürlerin yaşantılarından örnekler içeriyor.Her iki disk koruyucu birer aluminyum kılıfla kaplı ve berberlerinde nasıl çalınacaklarını sembolik olarak açıklayan bir kullanım kılavuzu ve çalınmalarına yarayacak bir iğne ile paketlenmiş durumdalar.
Bu disklere kaydedilecek bilgiler, Carl Sagan’ın başkanlık ettiği bir komite tarafından seçildi. Kaydedilen veriler arasında 115 fotoğraf, muhtelif doğaya ait sesleri (rüzgar sesiü gökgürültüsü, kuş sesleri, balina sesleri ), farklı kültürlere ait çeşitli müzik eserleri mevcut. İlaveten disklerde 55 dilde selamlama mesajları, dönemin ABD başkanından ve Birleşmiş Milletler genel Sekreteri General Waldheim’den yazılı birer selamlama mesajı mevcut.
Voyager’lar gezegen sistemimizi terkettikten sonra, en erken 40 bin yıl sonra bir başka gezegen sistemine yakınlaşacaklar. Carl Sagan’ın dediği gibi:
“Bu uzay aracındaki kayıtlar ancak gelişmiş bir uygarlığa ve uzay teknolojisine sahip akıllı bir yaşam formunun eline geçerse dinlenecekler. Ama bu kozmik okyanusa fırlatılan, bu küçük şişenin içindeki mesaj, küçük gezegenimizde yaşayan insanların gelecekle ilgili umutları hakkında çok şey söyleyecek.”
Meraklısına Notlar:
- Voyager araçlarının içindeki ses ve görüntülerden bir seçki görmek isterseniz ekteki videoyu izleyebilirsiniz.
- Altın Plak’taki Türkçe mesajı dinlemek için tıklayın.
- Voyager görevine ait tüm detaylar NASA’nın Voyager Görevleri web sitesinde mevcut.
Kaynaklar:
Voyager Interstellar Mission, NASA
Işıl Hanım,
Harika bir makale olmuş, ellerinize sağlık. Bu arada Türkçe selamlama mesajını acaba kime konuşturmuşlar, onun hakkında bilginiz varmı? Konuştuğu metinin iğrençliği bir yana, Türkçe’yi bile sonradan öğrendiğini düşünüyorum.
Ayrıca 70’lerin teknolojisi ile imal edilmiş Voyager’ların uzay radyasyonuna, mikro meteorlara ve inanılmaz ısı farklılıklarına maruz kalmalarına rağmen hala çalışmaya devam edip Dünya’ya veri göndermeye devam edebilmeleri de ayrıca hayranlık uyandırıcı. Bunu yapanlar otomobil üretseler hemen koşup bi tane alırıdm.
Ahmet Bey,
Yaziyi begendiginize sevindim. Turkce mesaji kime konusturmuslar bilmiyorum, ama gerek aksan gerekse “sabah serifleriniz hayrolsun” tarzindaki selamlama mesajindan konusan kisinin 1940’lardan beri guncel Turkceye maruz kalmadigini tahmin edebiliriz.
Bence seslendiren kisi ya Amerika’da dogmus ya da Turkiye’den goceli cok ama cok uzun zaman olmus biri.
Gerçekten çok ilginç…Hayalin ötesinde gibi…ama gerçek..
Tekrar merhabalar Işıl Hanım. Yukarıdaki konu ile alakalı olarak internette şu ilginç videoyu buldum, sizinle paylaşmak istedim: http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/105363/uzaylilara-gonderilen-turkce-mesaj-kim-milyoner-olmak-ister
Saygılarımla.
Gerçekten çok ilginç bir yazı olmuş, benim çok hoşuma gitti gerçekten ve bu konulara aşırı derecede de merakım vardır.