Bilimseverler hayatlarının bir döneminde evrende yalnız olmadığımız fikrinden ve Dünya’nın da zaman zaman uzaylılar tarafından ziyaret edilmiş olabileceğinden heyecan duymuşlardır. Hatta Erich Von Daniken kitaplarıyla geçtiyse çocukluğunuz, uzun bir süre eski uygarlıkların ürünlerini uzaylı ziyaretlerine yormuş olabilirsiniz. Saadettin Teksoy’un “Teksoy Görevde” adlı programını da heyecanla izlemiş olabileceğinizi tahmin edebiliriz.

Bilinmeyene olan merak doğal bir güdü. Üstelik “bilimi sevmek” de aynı güdüden kaynaklanan bir duygu. Doğa son derece ilginç şeyler içeriyor. Auroralar, süpernova patlamaları gibi artık ne oldukları bilinen fenomenlerin yanısıra, Tunguska olayı gibi hala aydınlığa kavuşmamış gerçek olaylar da söz konusu.

Bilimkurgu filmlerinin konularıyla insanların ilgisi arasında bir parallelik olduğunu var sayarsak –neticede sinema da bir endüstridir ve daha çok insana satış yapmak ister-, uzaylıların, kıyamet senaryolarının ve zaman yolculuğunun bilimin en çok merak edilen kısımlarını oluşturduğunu iddia edebiliriz.

Uzaylılar, bugünkü popüler deyişiyle UFO’lar, her dönem insanların ilgisini çekmiştir. Bunun sebebine ister yalnızlık duygusu deyin, ister sadece merak deyin, ister de korku deyin, insanların büyük bir yüzdesinin, inansın ya da inanmasın bu tip haberlere ilgi gösterdiği aşikardır. Belki de bu yüzden her ay bir iki haber ajanslara düşer.

Öncelikle terminolojik bir hatanın artık kemikleştiğinden bahsetmekte fayda var: UFO (Unidentified Flying Objects), kelime anlamıyla “Tanımlanamayan Uçan Nesne” demektir ve ABD Hava Kuvvetleri’ndeki bir tanımlama ihtiyacından doğmuştur.

Öncülleri “Gizemli Hava Gemileri” (20. yüzyıl başları),  Foo Savaşçıları (II. Dünya Savaşı), Uçan Tabaklar (Flying Saucers, II. Dünya Savaşı sonrası) idi. 1952’de Albay Edward J. Ruppelt tarafından UFO olarak tanımlanmasıyla bu ad bu kavrama yapıştı. Teknik anlamda ne olduğu anlaşılamayan uçan nesnelere verilen bu ad bugün “uzaylılara ait hava aracı” anlamında kullanılıyor.

Ne isim verildiği mühim değil. Gerçekte bizden başka, bizim kadar zeki, hatta gezegenimizi ziyaret edebilecek kadar gelişmiş ve bizden de zeki canlıların olup olmadığı da olabilir; fakat şunu ifade edelim ki, bugüne dek somut, kimsenin inkar edemeyeceği bir kanıt elde edilememiştir. Uzaylıların varlığına fanatik bir biçimde inanmış kişiler, diğer pek çok kanıtlanamamış şeyde olduğu gibi, devletlerin kanıtları olduğunu ve bunu gizlediğini ifade edebilirler. Bizler işin burasıyla da ilgilenmeyeceğiz ve sadece inanan kişilerin oluşturduğu sahte fotoğraflarda dikkat edeceğimiz bir kaç küçük püf noktaya bakacağız.

Bir kaç püf nokta

Sahte fotoğrafları ayırt etmede sadece bir kaç püf nokta kullanılabilir. Bazı fotoğraflardaki açıklar ise detaylı incelemeyle bulunabilir.

Fotoğrafları mutlaka dönemine göre incelemek gerekiyor. Dijital fotoğraf teknolojisi ve bilgisayarlarımızdaki görüntü işleme yazılımları ve teknolojisi elbette çok şey değiştirdi. Bu yüzden eski fotoğraflardaki sahteliği anlamak yenileirine göre oldukça kolay. Yeni fotoğraflarda ise daha çok detaylara bakmak gerekebilir.

En azından eski fotoğrafların pek çoğunun sahteliğini anlamada kullandığım bir kaç püf noktadan bahsedeyim:

Tek kanıt

Genelde şehir, stadyum, kasaba, yol gibi yerlerde alınmış pek çok sayıda uçan daire fotoğrafı yer almaktadır.

Bir defa insanların yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde çekilmiş UFO video ya da fotoğraflarının sadece bir tane olması oldukça kafa karıştırıcıdır. Eski fotoğraflar için aynı şeyi söyleyemesek de hepimizin cebinde kamera monteli telefonlarının olduğu bir çağda uzun süreli ve kalıcı bir UFO görüntüsünün tek bir kişi tarafından fotoğraflanmış ya da videoya alınmış olması imkansızdır.

Bir çok fotoğrafta UFO’nun çok hızlı olduğu, fotoğrafın aniden çekildiği iddia edildiği olabilir. Böyle durumlarda da aşağıda bahsettiğimiz diğer problemler açığa çıkar.

Tek açı

Rus bir kadının iki yol dolabında sakladığını iddia ettiği uzaylı yaratık (yalansavar.org)

Özellikle durağan, yani cismin varlığını hep korduğu sahte fotoğraflar ilgili nesneyi tek bir açıdan fotoğraflar. Sahte ve imal edilmiş cismin sahte olduğuna yönelik kanıtların gizlenmesi amacıyla cismin en iyi göründüğü açı kullanılır.

Özellikle “uzaylı yaratık” görüntülerinde buna rastlanır. Muhtemelen kendisini oluşturan bağlantılar belli bir açıdan görünmeyecektir ve bu açı onun en iyi göründüğü açı olduğundan fotoğraf da bu açıdan çekilir.

Solda görülen fotoğraf, Rus bir kadının bahçesinde bulduğu enkazdan çıkarıp buzdolabında sakladığı bir yaratığa ait. 2011 yılı sonlarında ajanslara düşmüştür.

(Konuyla ilgili Yalansavar’a yazmış olduğum yazıya ulaşmak için tıklayın: http://yalansavar.org/2012/02/14/buzdolabinda-uzayli/)

 

Kadraj

Bazen öyle fotoğraflara rastlarsınız ki, fotoğrafın hem UFO’yu ya da yaratığı içermesi, hem de sıradan bir fotoğraf gibi görünmesi için özellikle uğraşılmıştır ve bu mantıksız bir kadraj ortaya çıkarır. Hatta zaman zaman bu kadraj oldukça komik de olabilir.

Bu tip fotoğraflara daima “şurada çekmiştik, eve gelince farkettik” açıklamaları takip eder. Habersiz fotoğraflarda kadrajın niçin öyle ayarlandığını açıklayabilmek çok zordur.

İlerleyen satırlarda verdiğim örnekler oldukça komik olan kadraj durumlarını yansıtmaktadırlar.

Hız ve Hareketli Cisim

Hızla uçtuğu iddia edilen bir uçan dairenin fotoğrafını net bir şekilde çekmek kolay değildir.

Bilindiği üzere hareketli resimler fotoğraflarda hareket yönünde bulanık çıkarlar; çünkü fotoğraf makinasının diyaframı açılıp geri kapanana dek cisim yer değiştirmiştir ve bu yüzden pozlama süresi içerisinde sabit durmayan cismin görüntüsü net çıkamaz.

Enstantane değeri çok düşük ayarlandığında hareketli cismin görüntüsü iyi bir şekilde yakalanabilir ancak bu defa da fotoğrafta yeteri kadar ışık olamaz ve aydınlık çıkmaz.

Çok hızlı hareket ettiği iddia edilen bir cismin hem görüntüsü net, hem de fotoğraf aydınlık ise bu fotoğraftan rahatlıkla şüphelenebiliriz.

Işık ve Gölgeler

Şimdilerde bilgisayardaki görüntü işleme yazılımları fotoğrafa ilave edilmiş bir cismin ışık ve gölge durumunu muhteşem bir biçimde ayarlasa da geçmişte bunu ayarlamak o kadar kolay değildi.

Eski fotoğraflarda ışık ve gölge hatası pek çok kez yapılmıştır. Işığın geldiği yönün daha aydınlık olma gerekliliği ya da metal olduğu iddia edilen cismin ışığı pek de metal ve dairesel bir cisim gibi yansıtamıyor olması bu fotoğrafların açıklarıdırlar.

Cisim havada ise, fotoğrafta ilk önce kalan nesnelere ışığın nereden geldiğine bakılır ve cismin durumuyla karşılaştırılır. Cisim yerde ise bir de gölgesi için aynı araştırma yapılabilir. Gölgelerin yönleri farklı ise bu önemli bir açıktır.

Özellikle bulandırma

“Hız ve Hareketli Cisim” altbaşlığımızda yazdıklarımızın aksine, bazen montajın ya da sahteliğin anlaşılmaması için cisim özellikle bulandırılabilir. Diğer cisimlerin netliği ile UFO’nun netliğini karşılaştırmak bir çözüm olduğu gibi, eğer tüm fotoğraf net değilse, durağan cisimlerin neden net çıkmadığı sorgulanmalıdır.

Örnekler:

Güney Fransa'da çekilmiş bir fotoğraf. (UFOevidence.org)

Bu fotoğraf ufoevidence.org web sitesinde gökte 9 adet cismin tespit edildiği şekilde anlatılıyor. Fotoğraf makinasına ait leke ya da pixel kayıpları gibi duran cisimlerin ne olduğu mühim değil; ancak başka kimsenin bu dokuz cisimden birini bile tespit edememiş olması düşündürücüdür.

Kanada, 2004. Çeken kişi evde fotoğraflara bakarken farkettiğini söylüyor.

Bu fotoğraf yine ufoevidence.org web sitesinden. Quebec’te alınan fotoğrafta gökyüzünde bir nesne görünüyor. Fotoğrafı çeken kişi fotoğraftaki nesneyi evde farkettiğini söylüyor. Bu yüzden cismin gökyüzünde uzun bir süre kaldığını söyleyemeyiz, ancak eğer öyleyse, fotoğrafı çeken kişinin neyi çektiğini sorgulayabiliriz; çünkü çekmeye değer tek yapı olan kilisenin tamamı kadraja girmemiş bile.

Vancouver Adası'ndan. Yıl 2005. (UFOevidence.org)

Aynı web sitesinden bir başka fotoğraf. Vancouver adasındaki liman üzerinde çekilmiş olduğu iddia edilen fotoğraf zaten perspektif olarak hatalı. Üstelik netliği de hatalı ve ilginç bir şekilde limanda başka kimsede fotoğraf makinası yokmuş ki, başka kimse cismin fotoğrafını çekememiş ve bu olaydan geriye kalan tek kanıt Robs adlı kişinin fotoğrafı olmuş.

Kardan adam ile sanatsal fotoğraflar. Kaynak: Sirius Ufo Araştırma Merkezi Fotoğraf Galerisi

Ülkemizde faaliyet gösteren Sirius UFO ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi’nin websitesindeki galeride yer alan bu fotoğraf en sevdiklerimden. Çeken kişi kardan adamı ortalasaydı gerçekçi bir fotoğraf olabilirdi. Kardanadam bir UFO manzarasında kenara koyulmuş bir süs gibi duruyor. Uzaylıyı çekerken niçin kardanadamı da fotoğrafa alma ihtiyacı duyulmuş olabilir ki? Yok eğer kardan adam çekilirken UFO tesadüfen orada yer aldıysa, kardan adamı kadraja almama ihtiyacı nereden doğmuştur?

Kaynak: Siriusufo.org

Muhteşem fotoğraflardan birisi daha. Bu fotoğraftaki mantığı anlamak çok güç. Acemice ayarlanmış bir kadraj olduğu söylenebilir. Fotoğrafı çekilen çocuk kameranın başka bir yere dönmüş olmasına hiç tepki vermiyor. Çeken kişinin bir anda cismi farkedip onu çekmeye karar verdiği düşünülebilir, ama bu sırada illa ki küçük arkadaşını da fotoğrafa dahil etme isteğine ne demeli?

Uçan gümüşlük!

Bu fotoğraf gerçekten de UFO’lar hakkında bilimsel çalışmalar yaptığını iddia eden bir kurumun sitesinde yer alıyor! Bu kadar bariz bir şekilde, salondan alınmış bir süs eşyası olduğu anlaşılan nesne zaten fotoğraf makinasının bir, bilemedik iki metre uzağında yer alıyor. Ne fotoğrafa oturmuş, ne de gerçekçiliği var. Uzaylılara ait bir uçan daire olduğu iddiası illa ki doğru olacaksa, söz konusu cisim onların en iyi sanatçısının elinden çıkmış olmalı.

İşte bir gerçeklik testi:

Şimdi… Aşağıdaki fotoğrafa dikkatle bakalım:

Diğer fotoğraflardan çok daha gerçekçi değil mi?

Oldukça gerçekçi değil mi? Bir gazete küpüründe ya da internet sitesinde “2012 yılında Adapazarı semalarında çektim. Cisim bir süre yavaşça uçtuktan sonra ortadan kayboldu” dense idi, bir an için inanmayı düşünürdünüz belki de. Ancak… İşte böyle gerçekçi fotoğrafların nasıl kolaylıkla yapacağınızı gösteren bir makale:

http://www.instructables.com/id/How-To-Fake-A-UFO-Picture/?ALLSTEPS

Metal bir ayak nelere kadir!

Bilgisayar tekniği ile metal bir duş kafası ya da kültablası ayağı muhteşem bir UFO’ya dönüşebiliyor.Bu da bir başkası:

http://www.instructables.com/id/UFO-Hoax-Picture/?ALLSTEPS

Sonuç

Gezegenimizde kendilerini Ufolog olarak tanıtan bir grup insan var. Ufoloji ve Ufolog kelimeleri bize bir bilimi çağrıştırsa da Ufoloji sözdebilim alanında sınıflandırılır.

Aslında böyle olmayabilirdi. Ufoloji hakikaten de bilimsel bir araştırma alanı olabilirdi, fakat kendilerini Ufolog olarak tanıtan kişiler genelde bu tip fotoğraflara kuşku ile yaklaşmak ve onların açıklarını bulmak yerine, somut bir kanıt olmadan onların gerçekten de uzaylılara ait uçan dairelere ait olduğunu iddia etmekte ve kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Oysa ki bilimin en önemli yöntemlerinden birisi yanlışlamaya ve çürütmeye çalışmaktır.

Ayrıca, gezegenler arası seyahat etme, radarlara ve daha başka pek çok askeri teknolojiye yakalanmayacak kadar gelişmiş bir teknolojiye erişmiş bir ırkın, bir türlü bizim kamera ve fotoğraf makinalarımıza yakalanma konusunu halledememeleri, bugün karbon ve kompozit gibi, metaldan daha sağlam ve hafif malzeme teknolojisine erişilmişken, onların hala metal kullanıyor olmaları (bu bizim Dünya’mıza ait bir özelliğin doğal olarak sahte üretimlere yansımasıdır) bana pek gerçekçi gelmiyor.

Bu yazıyla ortaya koyduğumuz herhangi bir iddia yok. Şahsım adına kainatta bizden başka varlıkların olduğuna ve bunların gezegenler ve yıldızlar arasında seyahat edebilecek teknolojiye ulaşma ihtimalleri bulunduğuna inanmaktayım. Hatta ve hatta bu kainat hemşehrilerimiz gerçekten Dünya’yı da ziyaret etmiş olabilirler. Herhangi bir kimsenin “kesinlikle etmemiştir” ya da “kesinlikle etmiştir” diyebilmesi mümkün değildir; ancak ortaya konan fotoğraflar, daire tasavvurları büyük ölçüde sahtedir ve hiçbirisi somut kanıt teşkil etmemektedir.

Emin olunuz bir çok bilim adamı gerçekten de somut bir şekilde elde edilecek o kanıtın geleceği günü de beklemektedir.

yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tevfik Uyar

Uçak Mühendisi ve Sosyologtur. Yüksek Lisans ve doktora çalışmalarını yönetim psikolojisi üzerine gerçekleştiren Uyar, biri popüler bilim, diğerleri bilimkurgu türünde üç adet kitap kaleme almış, üç adet kitabın çevirisini yapmıştır.