Kopenhag Üniversitesi’nden araştırmacılar, yeni buldukları bir yöntemin sağlayacağı gelişme ile daha hızlı ve çevreci bir şekilde ilaç geliştirilebileceğini gösterdiler. Çalışmaları, tüketiciler için daha ucuz ilaç vaat ediyor.

5 yılı aşkın bir zamandır Nano-Bilim Merkezi’ndeki Bionano Grup ile Kopenhag Üniversitesi Farmakoloji ve Nöroloji Bölümü, moleküllerin ne şekilde tepkimeye girdiği, bir araya gelip daha büyük moleküller oluşturduğu üzerine sıkı bir test ve karakterize etme çalışması sürdürüyor. Böylece bu gelişmeler tıptaki yeniliklere öncülük edebilecek.

Nature Nanotechnology dergisinde yayınlanan bu icat, tepkimelerin 10-19 litre gibi çok küçük hacimlerde gerçekleşebilmesine olanak sağlıyor. Bu ortam daha önce çalışılanların milyarda birini temsil ediyor. Bundan daha merak uyandırıcı olansa, gerçekleşmesi halinde bir çip üzerinden aynı anda milyonlarca örneğin yapılabilecek olması.

Nano çiplerin temsili bir resmi. (c) Kopenhag Üniversitesi

Bu yöntemle ilaçların daha hızlı, ucuz ve çevreci bir yöntemle araştırılıp geliştirilebileceğini belirten Doç. Dr. Dimitrios Stamou çalışmalarını şöyle anlattı: “Dünyada bu kadar düşük miktarlarla çalışıp onları karıştırabilmeyi mümkün kılan ilk araştırmacılarız. Bu şekilde benzeri görülmemiş küçük hacimlere ulaştığımızda, aynı anda birçok tepkime gerçekleştirebiliriz ve bu yaptığımız yeni ilaç geliştirmelerinin temeli olur. Dahası, çalışmalarımız malzeme kullanımını da gözle görülür derecede azaltıyor. Bu da maliyet açısından düşük ve daha çevreci bir yöntem olduğunu gösteriyor.”

Bu uygulama üretimi daha çevreci yapar

Dr. Stamou’nun takımının böylesine küçük bir ölçeğe ulaşabilmesinin arkasında kendiliğinden bir araya gelen sistemler kullanmaları yatıyor. Bu, herhangi bir dış kontrol mekanizması olmaksızın kendi kendilerini düzenleyebilen biyolojik sistemlerdir. Moleküller buna örnek olabilir.

Bazı moleküller diğer bazılarıyla o kadar iyi uyuşurlar ki kendiliklerinden bir araya gelerek bir yapı oluştururlar. Kendiliğinden bir araya gelme doğanın temel esaslarından biridir ve güneş sistemlerinin oluşumdan DNA sarmalınınkine kadar çok geniş bir ölçekte gerçekleşir.

Yapay Biyoloji Merkezi’nin bünyesinde çalışan ve Nanotıp’ta Lundbeck Merkez Biyomembran yöneticisi olan Dimitrios Stamou son durumu şu şekilde özetledi: “Nanoteknolojiyi kullanarak biyomoleküller gibi kendiliğinden bir araya gelen sistemleri ve bunların farklı maddelerle nasıl tepkime verdiğini gözlemleyip ulaştığımız bilgileri yöntemimizi geliştirmek için kullanıyoruz. Kendiliğinden bir araya gelen sistemler bugün kullanılanların (örneğin plastik, silikon, metal) aksine tamamiyle biyolojik (örneğin yağ) malzemeler içeriyor ve dolayısıyla çevreyi hiç bir şekilde etkilemiyor. Kullanılan malzemelerin doğallığı ve diğerlerinin kullanımında görülecek düşüş, yöntemimizi daha çevre dostu, ‘çevreci’ kılıyor.”

Kaynak: Science Daily

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Murat Pınar

Boğaziçi Üniv. - Kimya Mühendisliği mezunu Murat Pınar, ilaç sektöründe üretim uzmanı olarak çalışıyor. Onun için merak - gözlem - araştırma üçgeni içinde kendince sağlıklı bir yaşam sürmekten zevk alan bir doğa tutkunu da diyebilirsiniz.