Biz söylemiştik

Mayıs sayımızdaki “Apartman Çocuğu Olmak” başlıklı yazıda söylemiştik: Şehirlerde büyüyen ve yaşayan insanların şizofreni gibi ruhsal rahatsızlıklara yakalanma riskleri kırsal kesimdeki insanlara göre daha fazla. Beynin şiddet ve öfke içerikli davranışlarla ilişkilendirilen amigdala bölgesindeki etkinliğin kontrolü, şehir hayatına bağlı faktörlerden dolayı kayboluyor. Şehir planlamaları bu ayrıntı göz önüne alınarak yapılmalı. Daha fazla yeşil, daha çok doğa, daha sakin ortamlara ihtiyaç var şehirlerde.

Biz bunları ay başında söylerken ay sonuna doğru dünyadaki diğer metropollerin parklarıyla karşılaştırılamayacak kadar küçük ama yine de İstanbullunun yeşile duyduğu hasreti biraz olsun gidermesine yardımcı olan Gezi Parkı’nın yıkım çalışmalarına başlanacağından haberimiz yoktu. Tesadüf oldu. Ağaçların kesilmesine direnenlerin ne kadar haklı olduğunu bilimsel çalışmaları göz önünde bulundurarak anlatmış olduk.

Olaylar sırasında biber gazı bol bol kullanıldı. Peki nedir bu biber gazı ve çalışma mekanizması nasıldır?

Biber gazı ne kadar acı?

Biber türlerinin acılık ölçeği. Dolmalık biber acı değilken, biber gazının acılığı dayanılmaz boyutlarda http://www.tpc-canning.com/Theheatison.php?PHPSESSID=ksj5g8i33t5bht3fktqji6k960
Biber türlerinin acılık ölçeği. Dolmalık biber acı değilken, biber gazının acılığı dayanılmaz boyutlarda (9).

Biber gazının içindeki etken madde bibere de acı tat veren kapsaisindir. Kapsaisinin yoğunluğuna göre farklı biber türlerinin acılığı da değişir. Biberlerinin yakıcılığı Scoville Acılık Birimi (SHU) kullanılarak yandaki figürdeki gibi ölçeklendirilebiliyor. Bu ölçeğe göre dolmalık biber hiç acı değilken, yani 0 SHU iken, Türk sofralarında sıkça kullanılan acı biberler 100-500 SHU kadar acı olabiliyor. Biber gazının acılığı ise kapsaisin yoğunluğuna göre 2 milyon ile 5 milyon SHU arasında değişiyor. Yani ağzınızı yakan acı biberin onbinlerce kat daha acısını düşünün… Bir terleme hissettiniz mi? :-)

Kapsaisin nasıl acı verir?

Çağrı Yalgın’ın Şubat 2012 sayısında bahsettiği gibi kapsaisin, TRPV1 (VR1) isimli bir reseptör tarafından algılanıyor. Aynı zamanda sıcaklığa da duyarlı olan bu reseptörü üreten C-fibre ve Aδ denen sinir hücreleri deri, dil, omurilik, eklemler, iç organlar, solunum yolları ve mesaneden gelen bilgileri beyne iletiyor1,2.

TRPV1, en basit tanımıyla, bir kalsiyum iyonu (Ca2+) kanalı. Yani, sinir hücreleri arasındaki sinyal iletimi sırasında gerekli olan Ca2+ iyonunun hücre içine girişini sağlayan bir geçit.  Sıcaklık ve kapsaisin varlığına bağlı olarak uyarıldığı zaman kanal açılıyor ve hücre dışındaki Ca2+ iyonlarının hücre içine girmesini sağlıyor. Örneğin, TRPV1, 42˚C sıcaklığa maruz kaldığı zaman çalışmaya başlıyor. TRPV1’e sahip olmayan farelerden elde edilen sinir hücreleri üzerinde yapılan deneylerde, hücrelerin 42˚C’ye tepki vermediğini, fakat 55˚C’den sonra TRPV2 denen başka bir reseptörün devreye girmesiyle hücrelerin sıcaklığı algılamaya başladığı gözleniyor3,4. Acı biber yediğimizde, yaptığımız yaramazlıktan sonra annemiz ağzımıza acı biber sürdüğünde veya direndiğimizde devlet babamız üstümüze biber gazı veya kapsaisinli su sıktığında sıcaklık-yanma hissetmemizin sebebi kapsaisinin ve sıcaklığın aynı mekanizma tarafından algılanıyor olması.

Kapsaisin, madde-P ve astım şeytan üçgeni

Kapsaisin sadece yanma hissine neden olmuyor. Aynı zamanda sinir hücrelerinden “madde-P” isimli bir “mesajcı”nın hücrelerden salgılanmasını sağlıyor. Madde-P’nin iltihap başlatma özelliğinin yanı sıra akciğerlere giden havayollarının daralmasına neden olduğu biliniyor5. Bu yüzden biber gazına maruz kalan insanlarda solunum zorluğu görülebiliyor. Astım hastalarının madde-P’ye karşı hassasiyetinin daha yüksek olduğu tespit edilmiş5. Buna bağlı olarak astım hastalarının biber gazına tepkileri çok daha kuvvetli olabiliyor ki ölüme kadar giden sonuçlar doğurabiliyor. Bu yüzden protestolar sırasında astım hastalarının da olabileceği göz önünde bulundurularak göstericilere müdahale edilmesi hayati önem taşıyor. Türkiye’de coğrafi konuma bağlı olarak astım görülme sıklığının %2-6 arasında değiştiğini düşünürsek; 1000 insanın olduğu bir toplu gösteriye biber gazıyla müdahale edildiği durumlarda biber gazının astımlı 20-60 kişiyi etkileme ihtimali unutulmaması gerekiyor.

Şifa niyetine kapsaisin

Madalyonun bir de öteki yüzü var. Istıraba neden olan kapsaisin aynı zamanda şifa niyetine de kullanılabiliyor. Bazı ağrı kesici ilaçların içinde kapsaisin bulunuyor. Örneğin Capzasin-P isimli ilaç eklem ve kas ağrılarına karşı kullanılıyor. Çünkü kapsaisine maruz kalmış sinir hücreleri belli bir süre sonra duyarlılıklarını yitiriyor ve sinyal iletemez hale geliyorlar. Kapsaisinin TRPV1’i yoğun miktarda uyarmasıyla sinir hücreleri içinde aşırı miktarda Ca2+ birikiyor. Bu birikim sonucu sinir hücrelerin stoğundaki tüm madde-P’ler salgılanıyor, hücre üzerindeki diğer iyon kanalları kapatılıyor ve hücrelerin sinyal iletimi duruyor. Bunun yanı sıra, ağrı sinyalini ileten sinir hücrelerinin aşırı aktivasyon sonucu ölmesinin de ağrı algısını azalttığı düşünülüyor1.

Direnişçilerin kapsaisine karşı direnişleri

Bir halk kahramanı... Acılara düşman, direnişçiye dost!
TALCIDMAN! Bir halk kahramanı… Acılara düşman, direnişçiye dost!

TRPV1 reseptörünün ilginç bir özelliği ise bulunduğu ortamdaki asitliğin artmasıyla kapsaisinden ve sıcaklıktan bağımsız olarak etki göstermeye başlaması. İltihaplanan bir yerinize dokunduğunuz zaman ağrı hissedersiniz. İşte bunun sebeplerinden biri iltihaplanan bölgenin asitliğinin artması ve buna bağlı olarak TRPV1’in ağrı sinyalini oluşturması6. Özellikle direnişçilerin malumudur; gösteriler sırasında biber gazına maruz kalan insanlara “antasit”’li su uygulanarak ağrıların azalması sağlanır. Talcid ve Maalox antasitlere örnektir. Normalde bu ilaçların mide asiditesini azaltması mide ağrısı şikayetlerine karşı kullanılmasını sağlar. Biber gazının verdiği acıyı da uygulandığı yerin asiditesini, dolayısıyla TRPV1’ın aktivitesini düşürerek dindirdiği söylenebilir.

Antasitlerin biber gazına karşı bir faydası daha var. Ortamdaki Ca2+ iyonlarının kaldırılmasının TRPV1 reseptörünün kapsaisin varlığına duyarlılığını yitirmesini engellediği biliniyor7. Öyleyse ortama antasitlerle dışarıdan sağlanan Ca2+, TRPV1’in duyarlılığını kaybetmesine yardımcı olabilir. Bu sayede deride veya gözlerde kapsaisin olsa bile acı hissedilmeyecektir8.

Acı biberinin özü yemeklerimize tat veriyor. Şifa niyetine bile kullanılabiliyor. Sorumlu, bilinçli ve kanunlara uygun şekilde kullanıldığında güvenlik güçlerinin elinde etkili bir silah olabiliyor. Aksi taktirde hem kullananların hem de maruz kalanların başına iş açıyor. Dost acı söyler.

Referanslar

1. Caterina, M. J. & Julius, D. The vanilloid receptor: a molecular gateway to the pain pathway. Annu Rev Neurosci 24, 487-517, doi:10.1146/annurev.neuro.24.1.487 (2001).

2. Story, G. M. & Cruz-Orengo, L. Feel the burn. Am Sci 95, 326-333, doi:Doi 10.1511/2007.66.326 (2007).

3. Davis, J. B. et al. Vanilloid receptor-1 is essential for inflammatory thermal hyperalgesia. Nature 405, 183-187, doi:Doi 10.1038/35012076 (2000).

4. Caterina, M. J. et al. Impaired nociception and pain sensation in mice lacking the capsaicin receptor. Science 288, 306-313, doi:DOI 10.1126/science.288.5464.306 (2000).

5. O’Connor, T. M. et al. The role of substance P in inflammatory disease. Journal of Cellular Physiology 201, 167-180, doi:Doi 10.1002/Jcp.20061 (2004).

6. Caterina, M. J. et al. The capsaicin receptor: a heat-activated ion channel in the pain pathway. Nature 389, 816-824 (1997).

7. Liu, L. & Simon, S. A. The influence of removing extracellular Ca2+ in the desensitization responses to capsaicin, zingerone and olvanil in rat trigeminal ganglion neurons. Brain Research 809, 246-252, doi:Doi 10.1016/S0006-8993(98)00853-1 (1998).

8. Kim-Katz, S. Y. et al. Topical antacid therapy for capsaicin-induced dermal pain: a poison center telephone-directed study. American Journal of Emergency Medicine 28, 596-602, doi:DOI 10.1016/j.ajem.2009.02.007 (2010).

9. http://www.tpc-canning.com/Theheatison.php?PHPSESSID=ksj5g8i33t5bht3fktqji6k960

yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    • 100-500 SHU derken sıkça sofralarımızda gördüğümüz hafif acı sivri biberleri düşünerek yazmıştım. Mutfağa ve damak tadına göre kullanılan biberin acılığı değişir mutlaka. 100 ila 500bin SHU demek belki daha kapsayıcı olur. O konuda haklısınız.

  • Sofralarımızda gördüğümüz biber sadece 100-500 SHU acılıktayken saf Kapsaisin’in derecesi 16.000.000-19.000.000. ABD standartlarına göre yapılan biber gazı ise 2.000.000-5.300.000 arasında (Türkiye’dekinin değerini bilmiyorum) Biber gazının bildiğimiz bibere ne kadar kıyasla acı olduğunu buradan da görebilirsiniz. Devlet Baba çok acımasız.

    Bu arada biber gazı ile rekabet edebilecek derecede acı olan tek biber, Dünyanın en acı biberi olan Trinidad-Moruga Akrebi. (Yaklaşık 2.000.000 SHU) Yani bizim “çok acı ya” dediğimiz, yemekte zorlandığımız biberler aslında acı bile sayılmaz.

Erdem Erikçi

Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde eğitim aldı. 2009′da Almanya’da Max Planck Enstitüsü’nün Göttingen yerleşkesinde başladığı doktora eğitimini Şubat 2014'te tamamladı. Şuan büyük veri analizi üzerine özel bir firmada çalışıyor. İlgi alanlarını doğa, kampçılık, yamaç paraşütü, müzik ve biyoloji şeklinde sıralıyor.