Audrey Nailor’un aşağıdaki yazısı İngiltere’deki Wellcome Trust’un 2012 yılı bilimsel yazı yarışmasının finallerine seçilmişti.

Ucuz Randevu. TıraşlıBebek. TenekeAdam. Groucho Marx. Sıyrık Deli. Düş Geber. Daha Ölmedim. Methüselah.

Ether-a-go-go. Kirpi. Antarktikalı Scott.

Hıristiyan mitolojisinde, hayvanlara, en azından “gökteki kuşlara ve kırdaki hayvanlara” isimlerini Adem vermiş, daha zor olan deniz memelilerini, dinozorları ve platipüsleri ise herhalde Havva’ya havale etmişti. Çağımızda ise buluşlarını isimlendirme işi bilim insanlarının kendilerine düşüyor ve onlar da ancak birer fani olduklarından ortaya çıkan sonuç da gerçekçi ve göz kamaştırıcı oluyor. Yukarıdaki sözler mânâlı şiir gibi gelse de aslında saatler boyu ağır alın terini ve azmi, daha keşfedilmemiş bir çok moleküler yolak ve gizemi barındırıyor, minyatür bir evren gibi. Bunlar, ilk olarak sirke sineğinde ortaya çıkarılmış gen isimleri.

grouchoBunlara bir de bilim mizahı gözüyle bakarsanız daha da anlam kazanıyorlar. Gen adlandırırken adet olduğu üzere, birçoğu edebiyata veya popüler kültüre akıllıca göndermeler içeriyor. Bazıları da kötü kelime oyunlarından ve ancak erbabının anlayacağı esprilerden ibaret. Bu alışılmadık isimler, komik ve hatırda kalır, ileride bir ara sohbette anabileceğiniz türden şeyler olduklarından işe yarıyor. Ucuz Randevu genindeki değişinimler sirke sineklerini alkolün etkilerine daha hassas kılıyor. Daha Ölmedim ya da Müthüselah genlerinde değişinim bulunan sinekler, Düş Geber geninde değişinim taşıyanlardan daha uzun ömre sahip… Groucho Marx değişiniklerinin suratlarında normalden daha çok kıl var. Ve evet, TenekeAdam geni değişmiş sineklerin kalpleri gelişmeden kalıyor.

Sirke sineği genetikçilerinin bu meşhur gen adlandırma eğilimleri diğer organizmalarınkini de etkiliyor. Kirpi geninin insandaki şeklinin adı gayet de münasip olarak Sonik Kirpi (Bilim mizahı çocuklarınkinden çok da ileri değil). Bazen doğa da espriye bir el atıveriyor. Arabidopsis adlı bir bitkinin Süpermen adlı bir geni var ki bitkiye fazladan cinsel organ sağlıyor.

Böyle tuhaf gen isimleri en çok 1990’larda modaydı ve o günden bugüne biraz duruldu. İnsanlar ve sirke sineklerinin birçok geni ortak ve ismiyle müsemma İnsan Genomu Örgütü Gen İsimlerdirme Komitesi de bazı isimlerin uygun olmadığını düşündü. Hangi hekim, dediler, hastalarının ana babasına oğullarında Sonik Kirpi geninde ölümcül bir değişinim olduğunu söylerken rahatsız olmaz?

Bu ciddi bir sorun. Sirke sineklerindeki Kirpi geni gelişim esnasında vücut bölümlenmesini düzenliyor ve değişinik kurtçuklar tıknaz, yuvarlak ve kıllı doğuyor. Niye kirpi adı verildiği buradan belli. Ama insanlarda [*] gördük ki Sonik Kirpi geninin zekâ geriliğinden kansere, yarık damaktan iki suratlı kedilere kadar geniş bir etki yelpazesi var. Bu tür sorunları bir video oyunu kahramıyla ilişkilendirmek sorumsuzca, akılsızca ve saygısızca görünüyor. Ne var ki bilim insanları da çalışmalarıyla ilgili genlerin isimlerini hatırlamak zorunda ve MCOPCB5 gibi isimlerin ne bir bağlantısı ne de bir esprisi var. Araştırmacılar ne kadar bu garip isimlerin bilim kültürünü, mizahını ve kişiselliğini yansıttığını iddia ettilerse de isimler değiştildi ve şimdi Sonik Kirpi kibar muhitlerde SHH diye anılıyor.

Ama üzülmeyin, bilimsel adlandırmalarda daha çok garabet ve abuk mizah var. Her organizmaya çifte Latince ismin verildiği tasnif sisteminde de birçok şahsi tercih göze çarpıyor.

Kabasabasından (Priapulid solucanlarının adı Yunan daimi ereksiyon tanrısından geliyor) alımlısına (Arthurdactylus pterozoru, Sherlock Holmes ve “Kayıp Dünya”nın yaratıcısını teşrif etmişti) kadar. Carmenelectra shechisme (she kiss me, [beni öptü] diye okunur) diye bir güve var ama bu artık bayat espri: Victoria döneminden bir bilim insanı kendi cinsel maceralarını Polychisme, Marichisme ve Peggichisme adlı böceklein isimlerinde ebedileştirmişti.

Bu zevk sadece biyologlara kalmıyor: Fizikçiler de her bir kuarkı (atomların bileşenlerini) yukarı, aşağı, garip, büyülü, gerçek ve güzellik “aromaları” olarak sınıflandırmışlardı. Zaten “kuark” kelimesinin kendisi James Joyce’tan aşırılmıştı, ki garip ama o da bir peynir türünün de adı. Yani ne olursa olsun, ne kadar keşfedilecek şey varsa insanın lügata o kadar çok şekilde katkı yapma fırsatı var.

Bilim kültürünün bu yönlerinin varlığı ve boyutları, bilim insanı olmayıp pop kültürden araştırmacıları beyaz önlüklü, şakadan anlamaz garabetler olarak algılayanları hâlâ şaşırtıyor. Ama bilim, yalnızca garip isimler ve hatırlanabilirlik demek değil. Adem’in hayvan isimlerindirmesine -yani insanın doğaya üstünlüğü iddiasına- taban tabana zıt olarak, engin bilimsel araştırma denizindeki bu garip komik anlar, evrenin inadına mizah ve insaniyet öne sürüyor, ki bu da dikkate değer.

 

Çevirenin notları

  • [*] Yazar, memelilerde demek istemiş olmalı. Ç.N.
  • Özgün yazı: A. Nailor, 2012. The naming of the genes. The Wellcome Trust Blog. Lisans: CC BY-NC 2.0 UK
  • Resimler özgün makalede bulunmayıp sonradan eklendi.

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çağrı Yalgın

Tampere Üniversitesi'nde doktora sonrası araştırmacı olarak mitokondri hastalıklarını genetik yöntemlerle inceliyor. Daha önce de Japonya'daki RIKEN Beyin Bilimleri Enstitüsü'nde sinir hücrelerinin uzantılarının oluşumundaki ırsi etmenleri inceleyerek Saitama Üniversitesi'nden doktora almıştı. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Bornova Anadolu Lisesi mezunu.