Eskimolar… Pek çoğumuzun ismini duyduğu avcı ve toplayıcı halk. Kendi içinde İnuit ve Yupikler olmak üzere ikiye ayrılan bu halk özellikle Alaska ile özdeşleşmiş şekilde akıllara yerleşmiştir.
Okuyacağınız bu yazı Eskimolar üzerine yapılan “Eskimo Toplumlarındaki Mevsimsel Değişimler Üzerine Bir Deneme” çalışmasına dair bir incelemedir.
Üniversitede öğrenciyken bir seminer dersi sayesinde okuduğum, Fransız Sosyolog ve Antropolog Marcel Mauss’un “Sosyoloji ve Antropoloji” isimli kitabının bir bölümünü oluşturan bu sosyal morfoloji denemesi aklımda kalan sosyolojik çalışmalardan biri oldu. Bunun nedenini büyük ölçüde Eskimoları ele almasının yanı sıra Eskimo kültürü ile mevsimsel değişiklikler arasındaki bağlamı tanıtmasına da bağlıyorum. Keza, mevsimsel değişikliklerin bir toplum üzerindeki yansımaları oldukça ilginç.
Konuya geçiş yapmadan kısaca morfoloji kavramı üzerinde durmanın yararlı olacağı inancındayım. “Morfoloji”; toplumların maddi dayanağını yani toprağa yerleşme biçimlerini, nüfusun hacmini, yoğunluğunu, dağılma biçimini ve toplumsal yaşamın merkezini oluşturan bütün şeyleri betimlemek ve daha önemlisi açıklamak amacıyla inceleyen bilim dalını ifade eder. Bu çalışma büyük ölçüde Eskimolar’a dair genel geçer ilişkileri ortaya koymak amacını taşımaktadır.
Eskimolar’ın Genel Morfolojisi üzerine…
Eskimo toplumları; 78,8’ kuzey (Itah yerleşkesi, Grönland’ın kuzeybatı kıyısındaki Smith boğazı) ve düzenli olarak gittikleri fakat kalmadıkları en uç sınır olan Hudson körfezinde( batı kıyısı) sonlanan 53,4’ güney enlemleri arasına yerleşmişlerdir. Labrador kıyılarında 54. Dereceye ve Pasifik’te ise 56,44 kuzey enlemine kadar uzanmaktadırlar. Bu yerleşkelerinin haricinde Asya’da da yerleşkeye sahiptirler.(East Cape Yerleşkesi) Kral Guillaume topraklarının pek bilinmeyen kıyı bölgeleri ve deltalar dışında benzer özelliklere sahip kıyılarda yaşayan Eskimolar bu nedenle diğer bütün kuzey toplumlarından farklıdır. Yaşadıkları bölge sırasıyla deltalardaki tundralar(kuzey kesimlerinde yetişen bir çeşit bodur ot topluluğu), dağ ve plato yükseltilerinin az olduğu yerlerden oluşmaktadır. Eskimolara göre kıyı onlar için sıradan bir şey değildir, onlara göre kıyı; “Deniz ile kara arasındaki ya da kara ile daha uzak olan diğer kara parçaları arasındaki bağlantı noktasıdır.”
Eskimoların habitatı bu şekilde. Bundan sonraki aşamada karşımıza şu sorular şu çıkıyor; peki bu topluluk yerleştikleri bu alana nasıl dağılmıştır, kendi aralarında çeşitli gruplara bölünmüş müdür?
Eskimoların farklı kabilelerden oluşan bir topluluk mu yoksa bir ulus olup olmadığı tam olarak netlik kazanmış bir konu değildir. Kuşkusuz bir topluluk ya da ulusu tanıtan başlıca unsur dildir. Oldukça geniş bir alanda dil birliğine sahip görünen Eskimolar’da lehçe farklılıkları bulunmaktadır. Örnek olarak Alaska’nın kuzeyinde iki ya da üç lehçenin kendi içinde 10-12 lehçeye ayrıldığı gözlemlenmiştir. Bu konuda araştırma yapanlar bu grupları birbirinden farklı kabile olarak nitelendirmiştir.
Eskimolarda kabileler arasında farklılık yaratan en önemli unsurlardan birisi de kabile üyelerinin taşıdıkları ortak isimdir. Fakat kabilelere ait ortak isimlere göz atıldığında ortaya çıkan isimlerin özel isimden ziyade “adalılar” ya da “uzaktan gelenler” gibi çok da öznel olmayan sözcükler olması özel bir kabileye ait olup olmadığı sorununu karşımıza çıkartmaktadır. Alaska’daki ve orta bölgelerdeki kabileler dışında bilinen kabile savaşları da yoktur. Kabilelerin olduğu kabul edilmekte fakat kabilelerin kendine has özellik gösteren, belirgin sınırları olan ve kendine ait bir toprağa sahip bir oluşumdan ziyade bir araya gelen ve iletişimlerinin kolay olduğu bir grubu nitelendirdiği söylenebilir. Eskimo kabileleri olarak tabir edebileceğimiz toplulukları birbirinden ayıran en önemli fark; yaşadıkları ıssız alanlar ve her zaman geçmelerinin zor olduğu burunlar nedeniyle olmaktadır. Bu yüzden bir yerden başka yere geçişleri oldukça nadirdir ki bu da onları bir kabileye ait olma durumunda bırakmıştır. Tam anlamıyla bir kabile görüntüsü veren tek grup Smith boğazındaki Eskimo grubudur. Coğrafi şartlar nedeniyle diğer tüm gruplardan ayrılan bu grubun üyeleri tek bir aile gibi özelliğe sahiptir.
Eskimolarda birliği sağlayan temel şey; yerleşkedir. Yerleşke, özel bağlarla bir araya gelen toplu aileler grubunu ifade eder. Yerleşkenin kalıcı bir ismi vardır ve kabileye ait diğer deyimsel adlardan bu noktada ayrılır. Dil, din ve ahlak birliğinin sağlayıcısı olan yerleşkenin sınırları net bir şekilde çizilmiştir. Dil ve din arasında ilginç bir bağ vardır. Bu bağı şöyle açıklamak gerekir; reenkarnasyon gibi dini inançlara sahip Eskimolar’da ölülerin isimleriyle ilgili bir tabu sistemi kurulmuştur, yani bir kişi ölünce onun özel ismini içeren bütün ortak isimler kaldırılmaktadır. Bu durum konuşulan dil üzerinde dini inancın etkisini gösterir. İlginç başka bir nokta da son ölen kişinin isminin ilk doğan bebeğe verilmesidir. Burada yeni doğan çocuğun ölen kişinin ruhunu taşıdığına inanılmakta ve aynı isimler tekrarlanmaktadır.
Yerleşkeden bahsetmişken, yerleşkelerin dağılımı üzerinde de kısaca durabiliriz. Grönland’ı ele alalım, 1821’de Farvel burnundan Graah adasına kadar yapılan araştırmada sadece 17 yerleşim yeriyle karşılaşılmıştır. Yerleşke sayısı giderek azalmış günümüzde ise bölgede her yer ıssız hale gelmiştir. Bunun nedeni büyük ölçüde 1825’den itibaren güneydeki Avrupa yerleşim yerlerinin ve zengin kaynaklarının Eskimolar’ı doğrudan Frederiksdal’a çekmesidir. Yani yeni ortaya çıkan kaynaklar ve hayat şartları göçe neden olmuş, bunun sonucunda günümüzdeki dağılım ortaya çıkmıştır.
Eskimo yaşam alanlarından bir diğeri olan Alaska’da da en yüksek dağılım Togiak nehri çevresindeki yerleşim yerleridir. Burada en güçlü kabile “Kuskowigmiutlar” olsa da nüfus açısından en kalabalık kabile değildir. Balık açısından son derece zengin nehirlerin yanına yerleşmiş olmaları onları güçlü kılmıştır. Bu da coğrafi şartların kabileler üzerindeki etkisine güzel bir örnek teşkil etmektedir. Alaska’da da coğrafi şartlar doğrultusunda bir dağılım söz konusudur. Zaten küçük ölçekli bir yerleşim Eskimo doğasında mevcut olan bir durumdur.
Eskimolar’ın zaman içerisinde Avrupalıların etkisinde kaldığı da gözlemlenmiştir. Sömürgeci bir zihinle bölgeye gelen Avrupalılar özellikle Alaska’daki “Kassiamiut” yerleşkesinde belirgin izler bırakmıştır. Yerleşkenin bulunduğu bölge Avrupalı balina avcılarının gözde duraklarından biri haline gelmiştir
Eskimolarda yaşlı ve çocuk sayısı azdır. Dul kadın sayısı fazladır ki bunun nedeni büyük ölçüde meydana gelen deniz kazalarına bağlıdır. Çevrelerindeki koşullara göre davranan Eskimolar balık ve hayvan avcılığıyla geçimlerini sağlamaktadır. Kış ve ilkbaharda fok avına çıkan Eskimolar yazın ise kara hayvanlarının avlanabileceği alanları tercih ederler.
Mevsimsel morfoloji Eskimolar’ı nasıl etkiler?
Eskimolar’ın genel morfolojisini kısaca açıklamaya çalıştık. Eskimolar’ın yaşamları hakkında temel unsurları kısaca ele aldık. Peki, mevsimlerin Eskimo sosyal yaşamı üzerinde ne gibi bir etkisi olabilir? İşte bu nokta keyifli ve ilginç bir bölümün başlangıcını teşkil ediyor.
Yazın çadırlarda ve dağınık bir şekilde yaşayan halkın kışın bir yerleşke içerisinde sıkışmış bir halde barınması kuşkusuz sosyal yaşam üzerinde değişiklik yaratmaktadır.
Öncelikli olarak kısaca kısaca konutlar üzerinde duralım. Eskimolar’ın yazın konakladıkları “Tupik” ismini alan çadır, koni biçiminde yerleştirilen sırıklardan oluşmaktadır. Kimi yerlerde çadırlar fok derilerinden de yapılabilmektedir. Temel olarak eğimin keskin olduğu yerde kurulması amaçlanır, bu dayanaklı olması içindir. Çadırda yaşayan kişiler çekirdek bir ailenin üyesidir. Her çadırda tek bir lamba bulunur ki bu Eskimo dünyasına ait ilginç bir kuraldır. Aynı şekilde çadırda deriden yapılan ve uyumak amaçlı kullanılan tek bir bank bulunur, misafir için ayrı bir bölme bulunmaz.
Kışın çadırdan eve geçen Eskimolar, kışlık evlerini de eğimli bir alana inşa ederler. Eskimo evinin tipik özelliği uzun bir ev olmasıdır. Evi oluşturan üç unsur; dışarıdan başlayan ve yarı çukur olan bir kulvar, lambalar için yerleri olan bir bank ve bölme duvarlardır. Bulunulan bölgenin coğrafi şartları, kullanılabilecek materyaller evlerde farklılıklar göstermektedir. Örnek olarak Mackenzie’de bolca sel kütüğünün olması evlerin kütüklerden yapılmasına neden olurken, bazı bölgelerde balina kemikleri kullanılmıştır.
Bilinen en meşhur Eskimo evi olan “İgloo”, Eskimoların temel hammaddelerinden oluşmuştur; yani kardan. Amerika’nın kuzey kıyılarında görülen İgloo’lar büyük evler olup, birden fazla yapıyı içermektedir. İki üç İglou bir arada olur, ucu yer altına inen bir kulvar içerir.
Ağaç ve balina kemiklerinin olmaması taş evlerin de yapılmasına yol açmıştır. Yoksulluğun olması zamanla büyük evler yerine daha küçük evlerin inşasına neden olmuş, konutlar çeşitli unsurlar dâhilinde şekillenmiştir.
Çadırda daha öncede bahsettiğimiz gibi tek bir aile yaşarken, kışlık konutta birden fazla aile bir arada yaşamaktadır. Grönland’da ev içinde her ailenin kendine ait yeri vardır. İgloolar’da her ailenin kendine özel bir bankı vardır. Yine kışlık bir ev olarak tasarlanan fakat evlerin dışında bir yapı olan “Kashim”(Toplandığım yer) günümüzde birçok yerde olmasa da Alaska’nın tamamında görülmektedir. Bölmenin olmadığı bu yerleşim yapısı bütün yerleşim yerine ait ve sadece kışlık bir yapıdır.
Yazları dağınık bir şekilde çadırlarda yaşayan Eskimolar’ın kışın bir arada aynı çatı altında yaşamaları ve ortak kullanıma sahip Kashim’de toplanmaları kuşkusuz sosyal hayat üzerinde ciddi farklılıklar yaratmaktadır. Dini inançları konusunda mevsimsel değişimler oldukça etkilidir ve bu konu oldukça ilginçtir. Kış döneminde katı bir şekilde bağlı olunan inançlardan yaz döneminde bir kopuş söz konusudur. İnanç kavramı aile içinde doğum, ölüm ayinlerine ve bazı yasakların gözetilmesine dönüşür. Kış mevsiminde dini taşkınlık söz konusudur. En basit olaylar bile büyücülerin müdahalesini gerektirir. Şaman ayinleri söz konusu olabilmektedir. Alaska’da ve özellikle de Saint Michel körfezinde Unalitler’de yapılan sidik torbası bayramı da (şarkılar ve maskeli danslar sonrasında öldürülen deniz hayvanlarının sidik torbalarının denize atılması) dini bir bayramdır. Yine benzer şekilde ölüler bayramı da ölüler ve dünyadakiler arasında bir bağ oluşturan bayram olarak kutlanmaktadır.
Kışlık evlerde yaşam ahlaki açıdan da kuralları beraberinde getirmektedir. Aile ve akrabalık ilişkilerine benzer bir sistem aynı İglou içerisinde yaşayan ailelerde de vardır. Kışlık sistemde iyi avcı olan ve yaşlı olan biri “Şef” olarak seçilir. İç anlaşmazlıklar Şef tarafından çözülür. Kışlık sistemde toplumsal bir birlik söz konusudur ve hukuk sistemi kuralları uygulanır.
Yazlık yerleşim sisteminde fazla bir mülkiyet yoktur. Elbiseler, muskalar, silahlar, kayık ve kadına ait olan lamba. Yani aileler taşınabilir az sayıda mala sahiptir. Kış sisteminde ise; ortaklık rejimi söz konusu olur. Bireysel mülkiyet yerine paylaşımcı bir sistem ön plana çıkar.
Görüldüğü gibi Eskimolar’da ikili bir yaşam şekli söz konusudur. Birbirinden tamamen kopuk olmasa da yazlık yerleşim sistemi ile kışlık sistem arasında farklılıklar göze çarpmaktadır. Mevsimler sadece fiziksel olarak etki etmemekte sosyal hayatın şekillenmesini de büyük ölçüde etkilemektedir.
Kaynakça:
– MAUSS,Marcel. “Sosyoloji ve Antropoloji”. çev. Özcan Doğan. İstanbul: Doğu Batı Yayınları, 2005
– http://en.wikipedia.org/wiki/Eskimo
Evet güzel bir kitaptı gerçekten…