Yeni yıl kararlarınız arasında daha çok kitap okumak varsa, işte size kitapçı raflarından bir seçme. Bol okumalı bir yıl dileğiyle.

kitaplar0

Gerçeğin Büyüsü – Richard Dawkins

(Kuzey Yayınları. Çeviren İstem Fer. Editör: B. Duygu Özpolat.)

gerceginbuyusu

Richard Dawkins’in yazdığı ve Dave McKean’in resimlediği Gerçeğin Büyüsü geçtiğimiz Ekim ayında Türkçe yayınlandı. Bu kitabı geçen Şubat ayında etraflıca tanıttığımız için, burada fazla ayrıntıya girmeyeceğim.

Ama, kitabın çevirisinde ve üretimindeki özeni alkışlamadan geçemeyeceğim. Fiyatına (30TL) göre çok kaliteli bir baskı ile hazırlanmış. Okuduktan sonra salonunuza süs diye koyabilirsiniz.

Çeviri bilim kitaplarının önemli bir kısmının Türkçesi çok bozuk, hatta yanlış olur, insanı okuduğuna pişman eder. Gerçeğin Büyüsü ise tam tersine, çok güzel ve akıcı şekilde Türkçeleştirilmiş. Türkçeleştirme sadece cümleleri aktarmaktan ibaret değil. Sözgelişi, Dawkins, dillerin de türler gibi evrilip farklılaştığını anlatırken ortaçağ metinlerinden örnek vermiş, çeviride bu örnek Yunus Emre’den alınan bir şiirle karşılanmış. Lehçelerden bahsedilen paragrafta İstanbul, Karadeniz, Ege ağızlarından bahsediliyor. Başka dillerden geçen kelimelerden bahsedilirken Türkçeye geçen kelimeler örnek veriliyor. Bu tercihler sayesinde kitap tercüme edilmekle kalmamış, gerçekten “Türkçe”leşmiş.

Fizik Aşkına – Walter Lewin

(Metis Yayınları. Çeviren Nedim Çatlı)

fizikaskina

Walter Lewin, MIT’deki dersleriyle ünlü bir fizikçi. Fiziğe giriş derslerinde, matematiksel formülleri gündelik hayatta gördüklerimize bağlayarak anlatıyor ve derste yaptığı deneylerle fiziksel kavramların dinleyicilerin kafasına kazınmasını sağlıyor.

Popüler fizik kitaplarının çoğu sicim teorileri, parçacık fiziği, kozmoloji gibi genel okuyucu için egzotik sayılabilecek konuları işlerken, Lewin çoğu kişinin liseden ve üniversiteden aşina olduğu mekanik, optik, elektrik, manyetizma gibi konulardan bahsediyor. Bunları anlatmaya çok temelden başlıyor ve kavramları günlük hayat tecrübelerimize bağlıyor.

Sözgelişi, basınç kavramını anlatan bölümde, dalgıçların neden çok uzun bir şnorkel kullanamayacağını öğreniyorsunuz. Optik konusunda gökkuşağı, titreşimler konusunda da müzik aletleri örnek olmuş. Elektrik ve manyetizma konuları kutup ışıklarına, motorlara ve manyetik trenlere bağlanmış. Enerji korunumu kanunu ve enerji kavramı, metabolizma, diyet, enerji santralleri ve füzyon reaktörleri ile genişletiliyor.

Alex Sayılar Diyarında – Alex Bellos

(Pegasus Yayınları. Çeviren Köksal Gülerkaya)

Alex Bellos, Oxford’da matematik ve felsefe okumuş bir gazeteci. İngilizcede 2010’da yayınladığı bu kitap birçok olumlu eleştiri aldı. Türkçede geçtiğimiz Eylül ayında yayınlandı.

alexsayilar

Alex Sayılar Diyarında matematiğe genel bir bakış. Matematiksel konular, matematik tarihi, kültürü ve etnolojisi ile beraber sunuluyor. Rahatlıkla okunuyor, ilginç ve eğlenceli. Her okuryazarın sahip olması gereken matematik genel kültürünü edinmek için çok uygun bir kitap.

İlk bölümde sayı kavramı, rakamlar, ve çeşitli insan gruplarının icat ettiği sayma yöntemleri konu ediliyor. Sonraki bölüm geometri üzerine; Öklid, düzlem geometrisi, mozaikler, ve origami konu ediliyor. Daha sonra aritmetiğin tarihi, toplama ve çarpma için kullanılan parmak hesabı, ve Hint-Arap rakamlarının hesap yapmayı nasıl kolaylaştırdığını okuyabilirsiniz.

Matematiğin en büyülü kısımlarından biri olan pi sayısına bir bölüm ayrılmış. Bu bölümde pi’yi hesaplamak için kullanılan formüller, pi’nin basamaklarını ezberleme yarışları, süperbilgisayarların sınırlarını zorlamak için pi’nin nasıl kullanıldığı konu ediliyor. Ardından cebrin gelişimi, sembolik hesabın icadı, x değişkeni, logaritma, ve analitik geometriyi konu eden bir bölüm geliyor.

Sonraki bölümlerde matematiksel oyunlar, sudoku, tangram, sabır küpü, sayı dizileri, asal sayılar konu ediliyor. Altın oran ve Fibonacci dizisi de tabii ihmal edilmemiş. Olasılık, şans oyunları, kumar stratejileri, istatistik, çan eğrisi gibi konuların da eklenmesiyle, dört başı mamur bir popüler matematik kitabı ortaya çıkmış.

Matematik ve Sanat – Ali Nesin

(Nesin Yayıncılık)

matematikvesanatTürkiye’de matematik eğitimi ve popüler matematik denince ilk akla gelen isim elbette Ali Nesin. Olağanüstü üretkenliği ile yazdığı kitaplardan en yenisi Matematik ve Sanat bir dizi düşündürücü matematik yazısının derlemesi. Yazılar genel olarak popüler matematik kategorisine giriyor, ama benzerlerinden, sözgelişi Alex Sayılar Diyarında‘dan daha fazla çaba gerektiriyor.

Ali Nesin’in en büyük ustalığı, ileri matematik bilgisi gerektirmeyen problemler sunarak okurlarını bir matematikçi gibi düşünmeye sevketmek. Nesin çözüm bulmayı değil, ispatlamayı ön planda tutuyor. Sunduğu problemlerin küçük halini açıkladıktan sonra, daha genel çözümlerin nasıl bulunabileceğini de anlatıyor.

Matematiğin hesap yapmaktan öte bir şey olduğunu bilen, matematiksel problemlerle oynamasını seven, kağıt kalemle uzun süre düşünmeye zaman ayırabilen okurlar için Nesin’in bütün kitapları mükemmel bir zihin gıdası sağlıyor.

Logicomix

Apostolos Doxiadis, Christos H. Papadimitriou, Alekos Papadatos, Annie Di Donna.

Albatros Kitap. Çeviren Özge Özgür.

Felsefe ve matematiğin kesiştiği yerde bulunan mantık bilimi, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başı arasında kalan dönemde bir devrim yaşadı. Matematiğin temelleri kısmen daha sağlam bir zemine oturtuldu, kısmen de zeminin sağlam olmadığı ispatlandı. Logicomix bu devrimci dönemin kavramlarını hikaye eden bir çizgi roman.

Logicomix_cover

Hikâye, matematiksel mantığın en büyük isimlerinden Bertrand Russell’ın ağzından anlatılıyor. Russell’ın gençliği, eğitimi, ve matematiğin sınırlarını zorlamasıyla başlıyor, diğer bir büyük mantıkçı olan Alfred North Whitehead ile tanışması ve işbirliğine başlamasıyla devam ediyor. Russell ve Whitehead’in yıllar süren zor işbirliği, Hilbert’in aksiyomatik yaklaşımına karşı Poincare’nin “sezgici”liği, Frege’nin çalışmaları, hatta Russell’ın özel hayatındaki fırtınalar hikâyeye dahil edilmiş. Soyut mantığın en büyük eserlerinden birini yazan Wittgenstein, ve “eksiklik teoremi” ile matematiğin asla cevaplayamayacağı sorular bulunduğunu ispatlayan Gödel de kitapta uzun yer bulan kahramanlardan.

Logicomix pek kolay bir okuma sayılmaz, ama matematiğe veya felsefeye ilginiz varsa zevk alacağınız bir eser.

Evrenin Çizgi Tarihi 1, 2 – Larry Gonick

Derin Kitap. Çeviren Şirin Okyayuz Yener.

evrenincizgi1

Üretken bir çizer olan Larry Gonick‘in en büyük ustalığı derin konuları çizgi kitaplar biçiminde sunmak. Harvard’dan matematik alanında lisans ve yüksek lisans derecesi almış. Uzun yıllar güncel bilimsel konularda kısa çizgi açıklamalar hazırlamış. Bilgisayar, fizik, kimya, matematik, istatistik, genetik, çevre gibi konularda kitaplar hazırlamış. Evrenin Çizgi Tarihi ise adının en çok duyulmasını sağlayan eseri.

Gonick Evrenin Çizgi Tarihi projesini uzun zamanda tamamladı. İlk cilt 1990’da, son cilt ise 2011’de yayınlandı. Bunlar resimli kitap değil, çizgi roman formatında hazırlanmış kitaplar. Bu format sebebiyle kalın bir kitapta bile çok fazla ayrıntıya girmek mümkün değil. Bu yüzden Gonick çok kapsamlı bir araştırmayla en önemli ana hatları aktarmaya çalışmış. Bunu yaparken her kareye ince bir mizah katmayı da ihmal etmemiş. evrenincizgi2

Gonick’in üslubunun en sevdiğim tarafı hürmetsizliği. Tarihte geçen “büyük” isimleri insani ölçeğe indiriyor, abartılmış kahramanlıkları basit çıkar ilişkileri şeklinde sunuyor. Kahramanlar, krallar, peygamberler, Gonick’in fırçasında haris ve uzlaşmaz tipler olarak hayat buluyor.

Evrenin Çizgi Tarihi’nin şimdiye kadar iki cildi Türkçeleştirildi. Birinci ciltte hayatın oluşumu, insanın evrimi, tarihöncesi dönemler, Mezopotamya uygarlıkları, Mısır, İsrail, Pers imparatorluğu, Yunanistan yer alıyor. İkinci cilt Hint ve Çin uygarlıkları, Roma’nın kuruluşu ve çöküşünü konu ediyor.

Darwin’den Dersim’e Cumhuriyet ve Antropoloji – Zafer Toprak

(Doğan Kitap)

Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışan tarihçi Prof. Zafer Toprak bu çalışmasında, bilim tarihi ile siyasi tarihin kesiştiği noktalardan birini, 1930’larda Türkiye’de antropoloji biliminin bir “devlet bilimi” olarak gelişmesini inceliyor. Toprak’ın kendi ifadesi ile bu kitap, “Atatürk’ün 30’lu yıllarda gerçekleştirdiği bilimsel ve kültürel devrimi yorumlamaya yönelik bir girişim.

darwindersim

Kitabın merkezinde antropoloji var, çünkü Cumhuriyet okullarında eğitimin çağdaşlaştırılması ve laikleştirilmesi antropoloji ile başlamıştı. O döneme kadar okullarda insanın gelişimi Adem ve Havva’ya, insan çeşitliliği ise Nuh’un oğullarına dayandırılan efsanelerden ibaretken, 1930’lardan itibaren evrimsel kavramlara dayandırılan kitaplar yazılmaya başlandı. Dönemin ilk ve orta seviye okul kitaplarında Darwin ve evrim teorisine atıf yapılarak “hayat zinciri”nden bahsedildiği görülüyordu. Ancak Atatürk’ün ölümünden hemen sonra “hayat zinciri”nin ve evrimsel bakışın ders kitaplarından çıkarıldığını öğreniyoruz.

Toprak, o çağda dünyada hakim olan bilimsel bakışı kitaba dahil ederek bir karşılaştırma yapabilmemizi sağlıyor. İki savaş arasındaki dönemde antropolojide ırk kavramının önemli bir yer kapladığını öğreniyoruz. Çeşitli vücut özelliklerinin, sözgelişi kafatası biçiminin, ırkların niteliğini ölçmekte kullanılabileceği varsayılıyordu. Ve tabii, Avrupalıların fiziksel özelliklerinin üstünlük belirtisi olduğu kabul ediliyordu (“üstün”lük kriterlerinin ortak özelliği, kriterleri hazırlayanların kendilerinin hep “üstün” çıkmasıdır).

Cumhuriyet’in ilk yıllarında antropoloji, saf bilimsel merakın ötesinde, bir siyasi program olarak da destekleniyordu. Bunun temel sebebinin Türk milletinin Batı’ya kabullendirilme çabası olduğu anlaşılıyor. O dönemdeki uygulamalar “kafatasçılık” olarak nitelense de, özellikle ırkçılık amacını taşımıyorlardı. Nitekim 1940’ların ortasından sonra “ırk” temelli tartışmalar devam ettirilmedi. Toprak’a göre “son kertede Erken Cumhuriyet’in ‘ırk sorunu’ ‘defansif’ti. İçe değil, dışa dönüktü. Batı’daki önyargılara, kalıtımsal mitlere karşı direnişi simgeliyordu. Türkler de Avrupalılar gibi ‘uygar’ bir ‘ırk’tan geliyordu.

Antropoloji tartışmaları çerçevesinde ortaya atılan Türk Tarih Tezi de, Toprak’tan öğrendiğimize göre, benzer bir amaç güdüyordu. Dahası, bu tür tezler Türk entelektüel hayatının laikleşmesi için çok önemli adımlar olmuşlardı.

Kitabın bir bölümü, Atatürk’ün uydurma Mu kıtasına olan ilgisinin nasıl gelişip sona erdiğini inceliyor. 1920’lerde James Churchward isimli bir İngiliz albay, eski Atlantis efsanesine karşılık, Pasifik okyanusunda bulunan Mu isimli bir kıta, ve aynı adda bir uygarlık hayal etmişti. Bu fikre göre, Atlantis gibi Mu da sulara batmış, ama üzerindeki eski uygarlık bugünkü diller ve dinlerde iz bırakmıştı. Meksika büyükelçisi Tahsin Bey, Mu hikayesini bazı eski Maya eserleri ile bağlantılandırmış, biraz da hayal gücü ile Türkçe ile Maya dili arasında bağlantılar kurmuş, fikirlerini raporlarla Atatürk’e bildirmişti. Mu varsayımı Türk Tarih Tezi ve Güneş-Dil Teorisine yakın geldiği için Atatürk’ün başta ilgisini çekmişti. Ancak Toprak, Mu konusundaki kitapların geniş ölçekte basılıp yayılması talimatı vermemesine bakarak, bu uçuk teorinin Atatürk’ün aklına yatmadığı sonucunu çıkarıyor.

Halkın Bilim Tarihi – Clifford D. Conner

TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları. Çeviren Zeynep Çiftçi Kanburoğlu.halkinbilimtarihi

Bilim tarihi konusundaki birçok kitap bir kahramanlar geçidi gibidir. Bu kitaplarda bilimin Galileo, Newton, Einstein, Pasteur, Gauss gibi birkaç nadir dâhi tarafından inşa edildiği izlenimine kapılırsınız. Bilimsel literatürdeki Pisagor teoremi, Newton yasaları, Maxwell denklemleri, Coulomb kanunu, Gauss dağılımı gibi isimlendirmeler de bu izlenimi pekiştirir.

Halkın Bilim Tarihi bu yaklaşımı eleştiriyor, ve bilimsel bilginin çoğunlukla, bilimci sayılmayan isimsiz bireyler tarafından biriktirildiğini savunuyor. Madenciler, demirciler, otları toplayan kadınlar, denizciler, makine ustaları, saatçiler, ve benzeri el işçilerinin çok üst seviyede biimsel bilgi ürettiğini, bu bilgilerin meslek sırları olarak grup içinde aktarıldığını anlatıyor. Dahası, “elit” bilimcilerin, bu meslek gruplarının getirdiği bilgiler veya yarattıkları teknik beceri sayesinde bilim geleneği oluşturabildiklerini savunuyor. Conner’a göre “bilim dediğimiz şey tamamen halktan ve zanaatten elde edilen bilgilerden oluşturulmuştur, bugünkü haline de bu kaynaklardan beslenerek ulaşmıştır.

Conner, bu savını desteklemek için birçok örnek veriyor. Dahası, ilkel toplulukların zannedilenin aksine son derece yetenekli olduklarını, bilimsel düşünmeye dayalı teknikler geliştirdiklerini anlatıyor. Büyük Okyanus adalarında yaşayanların, kuşaklar boyunca aktarılan gözlemlere dayalı olağanüstü yön bulma bilgileri buna bir örnek. Özünde uygulamalı genetik bilimi olan tarımın büyük bir hızla gelişmesi de tarihöncesi insanların bilimsel yeteneğine başka bir örnek.Dünyadaki yenebilecek bitkilerin tamamının tarihöncesi çağlarda yapay seçilimle evcileştirilmiş olması bu üstün başarının ispatı.

Halkın Bilim Tarihi dünya hakkındaki bilginin tarihine değişik bir açıdan bakmayı sağlayan, içeriği çok zengin bir kitap. Zanaatkârların bilgi birikimine dair listelediği ilginç ayrıntılar toplumsal tarihle ilgilenen herkesin ilgisini çekebilir.

yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Zafer Toprak’ın kitabını görünce gözümden bir damla yaş düşecekti neredeyse. Bilim deyince ihmal edilen sosyal bilimler adına, minnettarım.

Kaan Öztürk

İstanbul Lisesi ve Boğaziçi Fizik mezunu. ABD'de Rice Üniversitesi'nde doktora yaptı. Işık ve Yeditepe üniversitelerinde ders verdi.