Şoför beni Melbourne havaalanından şehre götürüyordu. Sohbet sırasında anladım ki çok endişeliydi. Evliydi, bir çocuğu vardı, biri de yoldaydı. Ama hayatın anlamı neydi ki, Mayaların kehanetlerindeki gibi, yeni bebeği 2012’de daha dört yaşındayken dünyanın sonu gelecekse?
Podcast (acikbilimdrkarl): Play in new window | Download
Subscribe: RSS
Dünyanın, ya da en azından bildiğimiz medeniyetin sonu hakkında kehanetler hep vardı. M. S. 2000 yılında bunlardan piyasaya çok çıkmıştı, güya bir de 5 Mayıs 2005’te tüm gezegenler bir hizada sıralandığında yok olacaktık. (Gezegenler hizaya gelmedi ve, evet, bizlere bir şey de olmadı.)
Maya medeniyeti, Amerika kıtasında, Meksika’nın güney eyaletlerinden Honduras’ın batısına kadar Kuzey ve Güney Amerika arasındaki küçük bir kısmı kaplamıştı. Klasik dönemi M. S. 250-900 yılları arasındaydı, yani İspanyol işgali başladığında en iyi yılları çoktan geride kalmıştı.
Zirvedeyken, Mayalar Amerika’daki tek gelişmiş yazı diline, kalabalık şehirlere sahipti ve çok karmaşık matematik, gökbilim ve takvim sistemleri vardı.
Bu fevkalade gökbilimciler, bize çıplak gözle neler yapılabileceğini gösterdi. Ay takvimi, Venüs döngüsü ve yıl ölçümleri Kadim Yunan’dakilerden daha doğruydu.
Bu da bahsimizi 2012’de dünyanın sonunu öngören takvime getiriyor.
Zamanı birçok kutsal ve ruhani döngülerin bir örgüsü olarak gördüklerinden Mayaların çok sayıda takvimi vardı. Bizim kullandığımız Gregoryen takvimin toplumsal, idari ve ticari amaçlarına ek olarak Maya takviminin dini bir öğesi vardı. Meselâ her günün bir koruyucu ruhu vardı ve o gün seyahat için iyi, iş için kötü olabilirdi.
Bu takvimlerden birinin adı Uzun Sayım idi. M. Ö. 355 civarında kullanılmaya başlanmıştı ve M. Ö. 11 Ağustos 3114’e denk gelen 0.0.0.0.0 tarihini başlangıç almıştı. Bu Maya Uzun Sayım takvimi 21 aralık 2012 günü 13.0.0.0.0 tarihini gösterecek.
Bu takvim nasıl işliyor? Bizim sayı sistemimiz 10’luk. Halbuki Mayalılarınki 20’likti, yani takvimlerindeki her hanenin (0’dan 19’a) yirmi muhtemel değeri vardı. Takvim, arabalarımızın kilometre sayacı gibi ilerliyordu. Fakat sayacımız 0’dan 9’a kadarken, Maya takviminde beş hanenin en sağda olanı günleri sayıyor, 19’dan sonra sıfırlanıyor, hemen solundaki hane ise bir artıyordu (0.0.0.1.0).
Yani 0.0.0.0.1 bir gün, 0.0.0.1.0 yirmi gün demekti. Sonra 0.0.1.0.0 bir yıl kadar, 0.1.0.0.0 ise yirmi yıl kadar ediyoor derken takvim 1.0.0.0.0’i gösterdiğinde 400 yılı bitirmiş oluyordunuz. Ve 21 Aralık 2012’de Maya Uzun Sayım takvimi 13.0.0.0.0’ı gösterecek.
Bu arada 0.0.0.0.0 ile 13.0.0.0.0 arasında yaklaşık 5126 yıl var. Bazı Maya arkeo-astronomlarına göre takvim şimdi sıfırlanıp yeniden başlamalı, bazılarına göre ise yirmiye kadar devam edip öyle sıfırlanmalı.
Kimin haklı olduğunu anlayacak kadar bilgimiz yok. Ama 20’ye kadar giderse 2012 yılında dünyanın sonunun geleceğini söyleyen komplo teorisinin işi şimdiden bitiyor. Yine de şimdilik 13 diyelim.
21 Aralık 2012 iddiaları arasında da çok fark var. Bir uçta “nükleer yokoluş”, diğer uçta “Dünya’nın ortasından geçen ve onu temizleyerek daha yüksek titreşim seviyesinde yükselten enerji”, bu ikisinin arasında da “insanlığın üçte ikisinin helâkı” veya “kuzey ve güney kutuplarının bölünmesi”. — Vaziyeti herhalde anladınız.
Ama bu kıyamet senaryosunda iki sorun var:
İlkin, bir döngünün sonuna geldiğinde takvimin yapacağı: yani bu yeni bir döngüye başlamaktan ibaret. Meselâ Batı toplumlarında her yıl 31 Aralık’tan sonra kıyamet kopmuyor, 1 Ocak geliyor. Yani Maya takvimindeki 13.0.0.0.0’in ardından da 0.0.0.0.1 gelecek, yılbaşı için bir alışveriş haftasıyla birlikte.
İkinci sorun ise öngörü yapmanın zorluğu, bilhassa geleceğe ve henüz olmamış şeylere yönelikse….
Çeviren: Çağrı Yalgın; Seslendiren: Tevfik Uyar; Müzik: Zamanusta; Telif hakkı: © Karl S. Kruszelnicki (DrKarl.com); Bu bölümün özgün metni
Yorum Ekle