İkinci bölümümüzü de nihayet sitelerimize ve beslemelerimize ekliyoruz. Terör saldırılarının ve Van depreminin ardından gerçekleştirdiğimiz programın elbette ki neşeli olduğunu söyleyemeyiz.
Biz de ulusumuzun yaşadığı bu iki felaketle paralel konuları konuştuk ve sosyal medyanın gücünü masaya yatırdık.
Bu programda değinilen konular:
– Genovese Sendromu ve Anonimleşme
– Toplumsal tepkinin ölçüsünü neler belirliyor olabilir?
– Sosyal medyanın gücü, birleştiriciliği, caydırıcılığı
– Wall Street İşgali işe yarayacak mı?
– Bireysel yayıncılık
– Ne olsa birleşirdik?
Bu bölümün şarkıları:
– Nina Simone, Feeling Good
– Ester Philips, And I Love Him
Dinlemek için:
Hocam 51. dk’da canlılığın sadece gezegenlerde olabileceğinden bahsetmişsiniz ancak belki de C-H-O olmadan da yaşayabilen yaratıklar evrende mevcuttur ne dersiniz? Bir robot düşünelim kendi pilini bitmesine yakın doldurabiliyor. Hiç robot görmemiş bir insan bu robotu bir canlı gibi sınıflandırırdı ya da sınıflandırır mıydı? O halde güneş enerjisiyle yaşayan inorganik canlılar da mevcut olabilir. Elbette bu canlılığın tanımına aykırıdır ancak tanım referans değildir. Çünkü bu tanım evrenin her köşesini araştırmış bir insan tarafından yapılmamıştır değişebilir.
Sn. Uçanelma,
Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Daha ileriki programlarımızda bizden başka varlıkların olma ihtimaline özellikle değinilmiştir ve C-H-O değil, belki silisyum bazlı, ve hatta belki de hiç bilmediğimiz bir formda canlılık olabileceğinden bahsedilmiştir. Program süresi kısıtlı olduğundan bazı kabullerle konuşmamız gerekebiliyor ve bu da zaman zaman eksik ya da hatalı konuşmalara sebebiyet verebiliyor.
Elbette canlılık henüz tek bir gezegen üzerinde tanımlayabildiğimiz bir kavram. Tamamıyla düşünemediğimiz bir yaşam formuyla karşılaşmayacağımız garanti değildir. Uzay içerisinde pek çok şey barındıracak kadar büyük ve türümüzü ilerleyen yıllarda heyecanlı keşifler bekliyor olabilir.
Saygı ve selamlar.