Yer İngiltere, Batı Sussex… Ülkenin güney sahilinde yer alan bu küçük bölge, omuzlarında büyük bir mirası taşıyor. Bu miras, 300 milyon yıldır gittikçe büyüyen, dev bir alemin hayattaki son bireylerini içinde saklıyor. 300.000’den fazla çeşidi ile tohumlu bitkilerin her bir üyesi, bu mirasın parçası. Bu kıymetli miras da, önemine yakışır bir şekilde, güvenli bir bankada tutuluyor. Bir tohum bankasında… Millenium SeedBank’ta.

İngiltere tabanlı bir vakıf olan Wellcome Trust‘un desteklediği, uluslararası bir koruma programı olan Millenium SeedBank Projesi, hayatına 2000 yılında başlamış. Amacı, soylarının tükenme riskine karşılık, tüm bitkiler için bir nevi “sigorta poliçesi” oluşturmak… Bu bağlamda, Dünya’daki tüm bitki türlerinin tohumlarının saklanması ve gelecekteki kullanımlarına kadar korunması, projenin ana görevini oluşturuyor.

Elbette bu oldukça zor bir görev. Buna rağmen, tohum bankası, şimdiden Dünya’nın en büyük tohum rezervi durumunda. Öyle ki, merkez 2007 yılında, Oxytenanthera abyssinica (bir tür Afrika Bambusu) ile 1 milyarıncı tohumunu depolamış.

SeedBank, nihai amacı olan “tüm yabani bitki tohumlarını toplanmaya” hala uzak. Proje, ilk basamakta, tüm tohumlu bitkilerin %10’una denk gelen 24.000 farklı türü 2010’a kadar toplamayı hedeflemiş. Ancak, Dünya çapında paralel olarak çalışan diğer projelerin desteği ile bu amacına hedeflenenden bir yıl önce (2009’da) ulaşmayı başarmış.

%10’luk barajın 2009’da aşılmasının ardından, proje, tohumlu bitkilerin %25’inin de 2020 yılında toplanmış olacağını belirtiyor. Dünya üzerindeki 54 ülkeden 120 organizasyondan destek alan proje, bu barajını da çok daha yakın zamanda geçebilir.

Farklı Kaydet… Habitat_depo_dosyasi

Proje, şu anki durumunda 1 milyarın üstünde tohum örneğine sahip ve Dünya üzerinde insan eliyle yaratılmış en büyük biyoçeşitlilik noktasını oluşturuyor. Toplanılan tohum örnekleri, ehlileştirilmemiş, yabani türlerden elde ediliyor. Bu bitkiler, çöllerden, dağlardan, adalardan ve diğer çeşitli habitatlardan getiriliyor.

Bu projeye tohum katkısı olan ülkeler arasında, Avustralya, Meksika, Şili, Kenya, Çin, ABD, Mali, Madagaskar, Burkina Faso, Botswana, Tanzanya, Suudi Arabistan, Lübnan ve Güney Afrika bulunuyor. Bu ülkeler arasında Avustralya başlı başına bir önem içeriyor çünkü bu bölge, Dünya’daki yabani bitki florasının %15’ini teşkil ediyor. Öte yandan sahip olduğu bitki türlerinin %22’si de nesil tükenme tehlikesi altında. Bu bağlamda, Millennium SeedBank, bu bölge için ayrı bir önem taşıyor.

Dünya üzerindeki yüzlerce farklı noktadan toplanan yabani tohumlar, merkeze getirildiğinde dikkatlice temizleniyor, x-ışınları ile taranıyor, kurutuluyor, sayılıyor ve en sağlıklı örnekler seçilip, -20 derecedeki depolarda saklanıyorlar. Düşük sıcaklıkta, tohumların metabolik aktiviteleri duruyor. Bu sebeple, çimlenmedikleri gibi aynı zamanda ölmüyorlar. Bir tohum açısından düşünüldüğünde, bu merkez, bir zaman makinasından farksız denilebilir. Her tohum, gelecekte kullanılacağı anı bekliyor.

Elbette tüm bu depolama-arşivleme işlemlerinin de bir maliyeti var. Proje, ilk başladığı tarihten itibaren şimdiye kadar 73 milyon dolar gibi yüksek bir fiyata mal olmuş. Tahminlere göre, tohum bankasının sonraki aşamalara geçmesi için, 140 milyon dolara daha ihtiyacı olacak. Ancak kabul edersiniz ki, tüm bir bitki alemini sigortalatmak için çok da yüksek bir miktar sayılmaz.

On Binlerce Farklı Tohum…

Bir bitki açısından düşünüldüğünde, özgürce hareket edilebilen tek an, tohumun düşüş anı. Bitkiden ayrılan tohumun, çevre bölgelere dağılma yolu, bitkiden bitkiye değişiklik gösteriyor. Kimi tohumlar, bir planör gibi kanatlara sahip iken; diğer bir bitkinin tohumları , paraşüt benzeri yapılara sahip olabiliyor.

Seiryu ( Japon Akçaağacı) tohumları.

Dağılma stratejilerinin yanı sıra, bitkilerin bulunduğu habitatın iklimsel özellikleri de, tohum yapıları üzerinde önemli etkilere sahip. Tüm bu farklı tohum yapı çeşitliliği, Millennium SeedBank arşivinde açıkça gözüküyor. Arşivde, kanatlı olanlardan paraşütlü olanlara kadar binlerce tipte tohum bulunuyor.

Sonuç…

Dünya üzerindeki, bir çok nadir bitkinin tohumu artık SeedBank’te duruyor. Bu bankaya bir tohum girdikten sonra, o bitkinin artık yokolmayacağını bilmek insana bir güven veriyor. Proje’nin hala büyük eksiklikleri var. Toplanacak daha binlerce tohum var. Ancak, gerçekleştirilen bu toplama yönteminin daha iyisi şu an mevcut değil. Dünya’daki tüm tohumlu bitkilerin bu şekilde toplanmasını engelleyecek teknik bir zorluk da yok. Gereken tek şey zaman ve iş gücü. O zaman geldiğinde de, Dünya’nın bitkilerinin yedeği alınmış olacak.

Ancak, yedek bir habitatın olduğunu bilmek, bizi daha dikkatli mi olmaya itecek yoksa, daha hoyrat davranmaya mı? İşte bu da cevaplanması gereken bir soru.

Kaynakça:
The Telegraph: Kew’s Millennium Seed Bank is growing fast
Wikipedia: Millennium Seed Bank Project
Kew.org: Introducing the Millennium Seed Bank Partnership

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Can Holyavkin

İstanbul Teknik Üniversitesi'nde doktora yapan Moleküler Biyolog ve Genetikçi. Güncel biyoloji haberleri yayınlayan Biyo RSS adlı blogun hazırlayanı ve yazarı.