Fizikçi denildiğinde insanların aklına Einstein gelir genelde, ikinci sırada gelen bir fizikçi varsa o da Hawking’dir. Ama ülkemizde çok az insan Feynman adını, onun fiziğe eşsiz katkılarını veya bilimi geniş kitlelere sevdirmek için geçmiş geçmiş bütün bilimadamlarından daha çok katkı yaptığını bilir.
Oysa Feynman kadar bilim dünyası dışındaki insanlara fiziği sevdirmiş insan yoktur. Bugün Brian Cox, Brian Greene, Simon Singh ve benzeri bir çok populer bilim yazarı ve onların kitapları var ancak hala dünyada insanların en çok aldığı popüler bilim kitapları onunkiler.
Oğlak yayınlarından çıkan “Büyük Fizikçiler” adlı kitabın kapağında Galileo’dan Einstein’a, Newton’dan paul Dirac’a kadar bir çok fizikçinin fotoğrafı var. Herhangi bir öğrenciye “bu fizikçilerden hangisinden fizik dersi almak istersin?” diye sorsanız muhtemelen Feynman’ı işaret edeceklerdir. Fotoğrafta feynman’ın yüzüne yandan vuran ışık yüzünün bir yanını aydınlık tutarken, yüzünün diğer yanı görece karanlıktır. Fotoğrafçı Feynman’ın iki farklı yönüne dikkat çekmektedir sanki . Aydınlık yarısı Feynman’ın fizik kurallarını keşfetmeye ve doğanın gizemlerini çözmeye merakını yansıtırken diğer yarısı kendisinin ucuz barlar, fahişeler ve striptiz kluplerinde takılmaya meraklı hergele yönünü yansıtmaktadır. Ne de olsa, “Feynman en büyük bilim dahilerinden ve eksantrikler topluluğunun en eksantrik tiplerinden biriydi” (1)
Feynman’ın en kuvvetli özelliği gözlemlediği olguları kendi kafasında tekrar yaratıp basitleştirebilmesi , bu sayede fizik kuramı haline getirip herkesin anlayabileceği şekilde insanlara aktarabilmesi idi. Bu yüzden Feynman gelmiş geçmiş en iyi fizik öğretmenlerinden biriydi. Caltech 1. sınıfta öğrencilerin girdiği fizik derslerinin kalitesini yükseltmek için Feynman’a 1. sınıftaki fizik derslerini vermeyi teklif eder. Feynman sadece bir kereliğine olmak üzere kabul eder. Caltech yönetimi bütün dersleri videoya alır, tahtadaki bütün çizimleri fotoğraflar ve daha sonra bu dersler “The Feynman lectures on Physics” adı ile 3 cilt halinde yayınlanır. Aynı dersleri “Tuva project”(2) adı altında şu adresten izleyebilirsiniz: (http://research.microsoft.com/apps/tools/tuva/index.HTML )
Feynman’ın iyi bir bilim adamı ve öğretmen olmasındaki en büyük katkı kendisine babasından gelmiştir. Feynman “The Making of a Scientist”(3) adlı yazısında babasının kendisinin eğitimine ve dünyayı algılayışına katkılarını detaylıca anlatır. Feynman’ın babası onu daima kendisine iletilen bilgileri kendi anlayışına göre tekrar yorumlamasını ve algılamasını öğretmiştir. Misal, ansiklopediden bir dinazorun boyunun 5 metre olduğunu mu okudular hemen burda babası okumayı keser ve ona “Hadi bunun anlamını kavramaya çalışalım. Misal, eğer ön bahçemizde duruyor olsa idi kafasını pencremizden içeri uzatabilirdi” derdi . Feynman babasının bu sayede okuduğu her şeyi gerçek dünyaya yansıtabildiğini dile getirir. Feynman da bu huyu ondan kapmıştır ve artık öğrendiği her şeyi “çevirmeye” çalışır, gerçekte ne anlama gelmektedir öğrendiği onu dile getirmeye çalışır artık sürekli. Bir kır gezisinde gördükleri kuşun ismini bilmektense “kuşun nasıl davrandığını ve niye öğyle davrandığını “ gözlemlemek ve sonuçlar çıkarmak daha değerlidir. Feynman bilimsel metodolojiyi daha çocukken bu şekilde içselleştirmiştir. Gözlem, açıklama, deneme-sınama ve kuram oluşturma artık onun günlük hayatının bir parçasıdır.
Feynman bir çok fizik kuramını kendi oluşturduğu kanıtlarla ve inanılmaz şekilde basitleştirerek öğrencilerine aktarabilmekteydi. “Yaratamadığım şeyi anlayamam” diyen bir insan olarak öncelikle her türlü olguyu ve kuramı kendi kafasında tekrar yaratmakta ve buradan yola çıkarak kendi fizik kuramlarını oluşturmaktaydı. Feynman en karmaşık konuları bu sayede basitleştirebilmekte ve gerçek hayattan benzetmelerle herkes tarafından anlaşılabilir kılmaktaydı.
Feynman’ın bu yeteneğini en iyi gösterdiği kitaplardan birinden bahsetmek istiyorum bu yazıda. Evrim yayınlarından çıkan “Altı Kolay Parça” (4) adlı bu kitapta Feynman en temel düzeyden başlıyarak klasik fiziğin en önemli konularını okuyucuya hiç matematik kullanmadan anlatır. Kitaptaki konular “Feynman’s lectures on physics” kitabından özettir ve hiç fizik bilmeyen biri bile kitabı bitirdiğinde temel fizik kuramlarına vakıf olabilir, en azından ne anlama geldiklerini kavrayabilir. Kitap konuları aşağıdaki şekildedir.:
1. Atomlar hareket halinde
2. Temel fizik
3. Fiziğin diğer bilim dalları ile ilişkisi
4. Enerjinin korunumu
5. Çekim Kanunu
6. Kuantum Fiziği
Kitabın en ilgi çekici yanı hiç matematik ve benzeri araçlar kullanmadan sadece Feynman’ın anlatışı ile okuyucuya temelden başlayarak fizikteki en temel kuramları aktarabilmesidir. Bunun için Feynman en temelden başlar: atomlardan. Feynman ilk bölümde öncelikle şu soruyu sorar: “Eğer tüm bilimsel birikimimiz yok olma tehlikesi ile karşı karşıya alsa ve gelecek nesillere bütün bilimsel birikimi tekrar oluşturmalarına yardımcı olacak şekilde tek bir cümle iletilecek olsa bu ne olurdu?”
Cevabı kendisi verir: “ Her şey atomlardan yapılmıştır – sürekli devinim halinde olan, biraz uzaklaştıklarında birbirlerinden, birbirlerini çeken ancak sıkıştırılmaya çalıştıklarında birbirlerini iten küçük parçacıklar”
Feynman sadece bu cümleden yola çıkarak yoğunluk, basınç, kimysal rekasiyon ve daha bir çok şeyi basitçe açıklar ve dahi kaşığınıza aldığınız çorbayı soğutmak için neden üflemeniz gerektiğini de. Feynman’ın öğretim metodu bu kadar basit ve zariftir. En temel düzeyden başlayıp adım adım daha karmaşık kavramlara geçiş yaptırır okuyucusuna/öğrencisine. Anlattığı her şeyi o kadar içselleştirmiş ve yeniden yaratmıştır ki, anlatırken çok basit ve güzel benzetmeler ile fiziksel süreçleri okuyucuya içselleştirir. Bu bölüm sonunda okuyucu artık neden atomlardan yola çıkarak insanlığın bütün bilimsel birikiminin tekrar kurulabileceğini kavramıştır artık.
Feynman daha sonra “Temel fizik “ bölümünde çok kısa bir bilimsel metod ve bilim tarihi dersi verir. Okuyucu bilimsel metodun ne olduğunu ve fizikçilerin neler ile uğraştığını artık iyi kötü bilmektedir.
Üçüncü bölümde Feynman fiziğin neden en temel bilim dalı olduğunu açıklama çabasına girişir. Feynman’a göre bütün bilimlerin anası fiziktir ve fizik bütün bilimlerin mayasındadır. Açıkçası bu bölüm biraz da Feynman’ın şahsi manifestosudur. Feynman fiziğin temel postülatlarını kullanarak kimya, biyoloji, jeoloji ve hatta psikoloji’ye bile el atmaktadır. Ona göre her şeyin temelinde fizik vardır. Aslında Feynman’ın psikolojiyi bile fizikle açıklamaya çalışması biraz gariptir zira yazının en başında belirttiği üzere psikoloji bir bilim değildir. Aslında Feynman’a göre hiçbir “sosyal bilim” bilim değildir. (5)
Dördüncü ve beşinci bölümde Feynman bütün Newton fiziğini baştan sonra özetler. Enerjinin korunumundan başlar, Kepler yasalarına değinir, Newton’un evrensel çekim kanunlarına değinir, galaksileri açıklar ve son olarak göreliliğe kadar getirir okuyucusunu. Okuyucu için hızlandırılmış bir klasik fizik kursu gibidir bu bölüm ve ne kadar kısa gözükse de dikkatli okuyan bir okuyucu klasik fiziğin temel kavramlarına vakıf olabilir.
Bütün bunlardan sonra, şahsi kanaatimce, Feynman ustalığını altıncı ve son bölümde gösterir: Kuantum fiziği. Ne de olsa kuantum fiziğine en büyük katkıları yapmış ve kuantum elektrodinamiğine getirdiği yaklaşım ile Nobel ödülü kazanmış bir fizikçidir kendisi. Feynman okuyucusuna meşhur “girişim” deneylerini anlatarak başlar ve “Heisenberg Belirsizlik İlkesi”’ne kadar getirir kendine has anlatımı ile. Basılmış bir çok “kuantum fiziğine giriş” kitabını okumuş biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Feynman bir çok kitabın yapamadığını başarıp okuyucuya kuantum fiziğinin en temel düzeyini ve doğuşunu en basit ve akıcı şekilde aktarabilmiştir.
Feynman’ın türkçeye çevrilen bir çok kitabı var, sanırım bunlardan en meşhur olmuşu Tübitak yayınlarından çıkmış “Fizik Yasaları Üzerine”dir, bir diğeri de “Feynman’ın Kayıp Dersi”’dir. Ancak bence Feynman ve kendisinin fiziğe olan yaklaşımını en iyi şekilde kavramak için okunması gereken ilk kitap “Altı Kolay Parça”dır. Bilimle hiç ilgilenmemiş herhangi biri bile bu kitabı okuduğunda hem bilimsel yöntemi hem de en temel düzeydeki fizik kuramlarını anlamış olur. Daha da ileri gitmek isteyenler için Feynman “altı -o kadar da kolay olmayan- parça”’yı yazmıştır.
Bu yazıda Feynman evrenine çok kısa bir giriş yapmaya çalıştık. Feynman’ın çok yönlü kişiliğine bir yazıda değinmek neredeyse imkansızdır. Misal, kendisinin Amerika’daki ders kitaplarına katkısı veya Challenger uzay mekiği faciasının sebebini bulabilmesi ve halka çok basit bir şekilde açıklayabilmesi gibi fizik dışı katkılarına değinemedik bile. Kendisinin kişiliğinin en büyük parçalarından biri olan dalgacılığına ve bu kişiliğinin oluşmasına katkıda bulunmuş 3 kadına (annesi, ilk ve ikinci eşleri) değinmemiş olmamız da büyük eksikliktir Feynman’ı anlatırken. Bunları gelecek yazılarımızda telafi etmeye çalışacağız
Notlar:
(1) Büyük Fizikçiler, Oğlak yayınları, S444
(2) Feynman hayatı boyunca Tuva özerk bölgesini ziyaret etmeye çalıştı ancak başaramadı. Yaşadığı dönemde bir amerikalının Rusya’daki bir özerk bölgeye gitmesi hayal gibiydi. Ölümünden çok az önce, kendisinin dalgacılığına uygun olarak, kendisine izin çıktı. Meraklılarına konu ile ilgili “Tuva or Bust!” adlı kitap önerilir, kitapta Feynman2ın tuva2ya gitme macersı detaylıca anlatılır.
(3) İlgili yazıyı “What do you care what other people think” adlı kitapta okuyabilirsiniz.
(4) Kitabın orijinali “Six Easy pieces” olarak Penguin yayınlarından çıkmıştır
(5) Konu ile ilgili olarak kendisinin youtube’daki şu videosunu meraklılarına öneririm: http://www.youtube.com/watch?v=IaO69CF5mbY
Güzel yazınıza nacizhane bir düzeltme yapmak istiyorum. Bir çok insan Einstein’ı Japonları yenmek için atom bombası ürettiğini düşündükleri , Steven Hawking’i ise sağlık durumundan dolayı ilginç buldukları için fizik denilince bu bilim adamlarını biliyorlar. Popüler bilim altında bilim magazini yapılmasının sonucu olduğunu düşünüyorum. Richard Feynman ise sizinde yazınızda belirttiğiniz gibi çalışmalarının yanı sıra dersleri ve kitaplarıyla bilimle gerçekten ilgili olan bir çok insana çok değerli kapılar açmıştır. Fizik denince Richard Feynman’ı bilmeyen insanların gerçekten fizik bilimiyle ilgilerinin olup olmadığı sorgulanmalıdır. Sizin dergi projeniz gibi medyatiklik ve kolay para peşinde olmayan projeler sayesinde okunabilir (anlaşılabilir) kaynakların oluşmasıyla ülkemizde bilime duyulan ilgi artabilir.
Dergimize dair güzel düşünceleriniz için teşekkür ederiz. Sizlerin de beğendiğiniz bu dergiyi çevrenizde ilgilenebileceklere tanıtmanız, okunurluğumuzu artıracak ve bizleri sevindirecektir.
Kendisini “Eminim Şaka Yapıyorsunuz Bay Feynman” ile tanıdım. O kitaptan sonra zamanla unuttum. Son dönemlerdeki kitap siparişlerimden biri de bugüne denk geldi. Çok da güzel oldu, ne yalan söyleyeyim. :) Şimdi siparişe Richard Feynman’ın birkaç kitabını da ekleyebilirim. Teşekkürler Çağrı Bey.
Yazıyı büyük bir keyifle okuduğumu belirtmek isterim. Benim için çok faydalı oldu. Aslına bakarsanız, Richard Feynman’a araştırmaya başlamam, bir youtube videosunda “Gerçekten işe yarar zihinsel teknikler var mı?” diye soran bir yabancının sorusuna bir başka yabancı İngilizce cevap vermiş ve bu cevabında “Feynman Yöntemi”ni önermişti. Bu yorumun vesilesiyle bende Richard Feynman’ı araştırdım ve bu güzel makalenize ulaştım. Eğer genel ağ ve bilgi paylaşımı olmasaydı, belkide Richard Feynman’ı hiç duymamış olacaktım. Makalenizde yazmış olduğunuz konular uzun zamandır benim kendi kendime sorduğum aklıma takılmış olan soruların bir kısmının cevabını veriyor. İnancım eğitim kitaplarımızın çok kötü olduğuydu. Kendimde ve milletimizin güzel insanlarında bir sorun olduğunu düşünmedim. Bence asıl sorun kalitesiz eğitim materyallarinin kötü ve kalitesiz anlatımından kaynaklanıyordu. Bir şeylerin eksikliğinin farkındaydım. Hep istiyordum ki öyle bir kaynak olsunki bilimi ve fiziği bana benim bildiğim ve anlayabileceğim olgularla anlatsın, somutlaştırsın ve hayatımın bir parçası haline getirerek özümsememi sağlasın. Anladımki sayğıdeğer bilim insanı Feynman’ın çalışmalarımı benim uzun zamandır özlemini duyduğum, aradığım çalışmalar. Özellikle Türkçe derslerine önem verilmesi gerektiğini, yabancı sözcüklerin yerine Türkçe sözcüklerin kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sizinde bildiğiniz gibi bir çok bilgiyi anlamanın ve özümsemenin temel yolu anadilden geçiyor. Anadilini geliştiren kişilerin iq puanlarıda oldukça yüksek çıkıyor. Çok yorum yazmayan birisiydim. Ancak bu yorumu yzamam gerektiğini düşündüm. Bunun bir sorumluluk olduğuna inanıyorum. Tekrardan teşekkür ederim.