Bir bakteri kardeş iki hücreye bölündükten sonra o bölünen hücreler de bölündükçe sayı önce 4’e, sonra 8’e, 16’ya vs. ulaşır ve sonuçta biyologlar bunu uzun bir sürece yaydıklarında sonsuza dek genç kalacak bir bakteri popülasyonu elde edilmiş olur. Diğer bir deyişle, bakteriler yaşlanmazlar -en azından diğer organizmalar gibi.
San Diego – California Üniversitesi’ndeki biyologlar evrim araştırmaları sırasında bu süregelen paradigmayı sorguladılar. Kasım tarihli Current Biyology dergisindeki baskıda, araştırmacılar sadece bakterilerin yaşlanmadıklarını değil, evrimsel varkalım güçlerini de bu şekilde geliştirdiklerini buldular. Bu gelişimi kendilerinden yaşlı ve daha genç kardeşleri arasında aktarılan ve kardeşten kardeşe çeşitlendirilen bir mirası devrederek gerçekleştiriyorlar.
“Organizmalardaki yaşlanma genellikle genetik kaynaklı olmayan hasarların bir araya gelmesi sonucu oluşur -proteinlerin zaman geçtikçe oksitlenmeleri gibi.” diyor bu çalışmayı yürüten UC San Diego’daki biyoloji profesörü Lin Chao. “Tek hücreli bir organizma tamiri mümkün olmayan bir hasar almışsa hangi alternatif daha iyi olur -hasarı iki kardeş arasında eşit olarak bölmek mi ya da birine tüm hasarı bırakırken diğerine bir şey taşımamak mı?”
Profesör şöyle yanıtlıyor: “Bakteri hasarın büyük bir kısmını bir kardeşine aktarır ki bu yaşlı olanıdır ve diğerine de az bir kısmı geçmiş olur. Bu dengesiz dağılım durumu biyologlarca “gençleştirme” olarak tanımlanır. Chao, iş arkadaşları Camilla Rang ve Annie Peng ile birlikte yürüttükleri iki ayrı deneysel çalışmarında ulaştıkları bilgisayar analizleri ile bu sonuca vardılar.
“Veriyi hem bilgisayar modellemesi ile analiz ettik hem de deneysel olarak gözlemledik ve ikisi de aynı sonucu gösterdi.” diyor Chao. “Bakteri popülasyonunda yaşlandırma ve gençleştirme ölçümlerinize bağlı olarak eş zamanlı gerçekleşiyor, bu esnada yaşlandırmanın olmadığına dair yanlış bir inanca kapılabilirsiniz.”
“Bilgisayar modellemelerimizi kullandık ve gördük ki evrimsel perspektifte her zaman bir kardeşine daha fazla hasar aktarırken diğerine az kısmını aktaranlar kazanıyor.” diyor Chao. “Bunu bir portföy dağılımına benzetebiliriz. Eğer ki 1 milyon $ paranızı yüzde 8’den faize koyarsanız, bu size parayı bölüp 500,000$ paranızı yüzde 6’dan kalan 500,000$ paranızı da yüzde 10’dan faize koymanızdan daha mı çok kazandıracaktır?”
“İlk bir yılda bir şey fark etmeyecektir.” diye ekliyor. “Fakat iki yıl sonra, parayı iki hesaba bölerek elde ettiğiniz gelir yüzde 10’un bileşik faiz etkisinden dolayı kat kat fazla olacaktır. İşler bakterilerde de benzer şekilde yürüyor. Bakteri, kardeşlerinden birine daha sağlıklı bir başlangıç sunarken diğeri hasarın çoğunu sırtlanmış oluyor.”
Ekibin E.coli bakterileri üzerinde yaptığı çalışmalar sırasında da görüldü ki bakteri birçok biyologun inandığı gibi ortadan bölünmek yerine farklı uzunlukta ve asimetrik bir şekilde bölünmeyi tercih ediyor.
“Bakteri hücresinin içinde genetik olmayan hasarın kardeşlerden birine aktarımını sağlayan etkin bir taşıma sistemi olmalı.” diyor Chao. “Bize göre evrim asimetrik işliyor. Eğer ki bakteriler simetrik olsalardı asla yaşlandırma olmazdı. Bu asimetriye sahip olduğumuz için bir kardeş hasarın çoğunluğuna sahipken diğeri daha az hasarla gençleştirilmiş oluyor.”
Kaynak: ScienceDaily
Yayın adresi: Camilla U. Rang, Annie Y. Peng, Lin Chao. Temporal Dynamics of Bacterial Aging and Rejuvenation. Current Biology, 27 October 2011 DOI: 10.1016/j.cub.2011.09.018
Yorum Ekle