Çağrı merkezini aradığımızda telefonun ucundaki ses bize bir şekilde “karizmatik” gelir, güven verir, aklımıza takılabilecek olası soru işaretlerini oracıkta yanıtlayıverir. Acaba Fransızlar da çağrı merkezini aradıklarında telefonun diğer ucunda “Merhaba!” diyen sesin karizmatik olduğunu düşünüyorlar mıdır? Çağrı merkezlerinin, işe almada sözcüklerin üretimindeki diksiyona bağlı olmak koşuluyla belirli bir ses kriteri üzerinden yaklaşım benimsedikleri bilinir. İşte bu tür seslerin üzerindeki “karizmatik” izleri betimlemeyi amaçlayan çalışmaların en temelde iki bulgusu var: Karizmatik sesler kültürel ve fiziksel dinamiklere sahip. Yani kültürlerin fertleri farklı karizmatik ses algılarına sahip olurlarken, bu algılar da sesin yoğunluğu (dB) ve ses kıvrımlarının saniyede gerçekleştirdiği titreşim (Hz) çerçevesinde şekilleniyor.

Yukarıdaki çağrı merkezi kurgusu bizim için karizmatik ses betimlemesinde en “çıplak” örnek olarak verilebilir. Yani, telefonda konuştuğumuz kişinin sesi, giysileri ve davranışları, sesi karizmatik olarak destekleyen özelliklerden arınmış durumda. Bizimle konuşan kişinin neyi giyip giymediği o sesi algıladığımız anda pek önem taşımıyor. Televizyonlardaki haber spikerlerine bakarsak çıplaklık durumu biraz daha giydirilmiş oluyor ve karizmatik sesin yanına sandalyenin üzerinde oturan biri, tabi onun da masa seviyesinin üstünde ekrana taşınan ve ciddiyet belirten giysilerini görüyoruz. Peki ya boylu poslu, bir sahneden binlerce insana seslenen, yeri geldiğinde sahne üzerinde gezinen kişiler? Evet, onların pantolonlarını ve eteklerini görebiliyoruz, karizmatik sesin yanında “boylu poslu” desteklerle oluşturulan göstergelere de ulaşmış oluyoruz.

Bu yazıda “karizmatik” olarak bildiğimiz sesleri inceleyeceğiz. Seslerini inceleyeceğimiz kişiler ise ikinci paragrafta bahsedilen, televizyonlarda boylu poslu görmeye alışık olduğumuz iki kişi: Erdoğan ve Kılıçdaroğlu.

Aşağıdaki bölümlerde önce karizmatik sesi tanımlayacağız ve bu sırada bir sesi karizmatik olarak algıladığımız kültürel ve fiziksel dinamiklere bakacağız. Bir sonraki aşamada Türkçenin konuşulduğu kültürün karizmatik ses betimlemelerini yapıp, bu kriter üzerinden Erdoğan’ın ve Kılıçdaroğlu’nun sesinin karizmatik olup olmama durumunu ele alacağız.

Geçtiğimiz Ekim ayında Acoustical Society of America’da sunulan bir çalışma (The biological function of fundamental frequency in leaders’ charismatic voices) üzerinden yola çıkarak benzer bir incelemeyi verdiğim Sesbilgisi ve Sesbilim II dersinde öğrenci arkadaşlarla birlikte yapmıştık. Şu an okumakta olduğunuz yazı bu çerçevede yöntembilimsel olarak ilgili çalışmayı merkeze alıyor.

1. Karizma nedir? Kültürel ve fiziksel izler

Sokrates (MÖ 469-399) karizmayı; görselliği, aklı ve fiziği alışılmışın dışında kullanarak diğerlerini yönetebilen liderlere ait bir özellik olarak betimlemiş. Weber ise bu durumu, lider olarak tanınırlığa sahip olabilecek bir bireyin alışılmışın dışında insanüstü özelliklere sahip olması olarak tanımlıyor [1]. Yine, karizmanın kattığı insanüstü özellikle liderlerin “güven” ve “bağlılık” arasında bulunan bir “lider ekolünü” yarattığını da ekler. Bu çerçevede bakarsak, bir liderin iletişimde kullandığı dil-dışı göstergeleri, yani görselliği (giysisi, yürüyüşü, elini havaya kaldırışı, vb.), oluşturduğu metinde düşüncesini sözlü ya da yazılı olarak kitlesine aktarış biçimini, aklını ve bu ikisini birleştirerek ortaya koyduğu fiziksel bütünlüğün karizmatik olmak adına atılmış adımlar olarak değerlendirebiliriz.

İlk bölümün hemen öncesinde adı geçen makaleye değinmek gerekiyor. Rosario Signorello sesin akustik özellikleri, yani sesin ortamdaki yayılım süreci üzerine çalışmalar yapan bir araştırmacı ve akademik geçmişi karizmatik ses, ses ve kültürel-fiziksel izler üzerine verdiği yayınlardan oluşuyor. Bu konular çerçevesinde gerçekleşen ilgi alanı, Signorello’nun aklına sağcı İtalyan politikacı Umberto Bossi’nin 2004’te yaşadığı felç sonrasında sürekli bir konuşma güçlüğü yaşamasının ardından ortaya çıkmış. Felç öncesinde Bossi, kitlelerce daha otoriter ve karizmatik bir sese sahip olarak algılanırken felç sonrasında bu durum daha masum, iyilikçi ve uysal bir ses tonuna dönüşmüş. Takip eden yıllarda Signorello, farklı araştırmacılarla farklı politikacı verileri üzerinde çalışarak karizmatik sesin fiziksel etmenleri üzerine yoğunlaşmış ve bir süre sonra da bu işin içinde ciddi bir kültürel algı olduğunu, insanların da karizmatik ses algısını her kültürde farklı bir şekilde yansıttığını fark etmiş. Aşağıdaki videoda Bossi’nin felç öncesi ve felç sonrası gerçekleştirdiği konuşmalardan iki küçük kesit bulunmakta:

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=zHGx1ku3qy0]

Karizmatik sesin kültürel izlerini nasıl ölçeriz diye merak ediyorsak, “Size göre Türkiye’de en karizmatik sese kim sahip? sorusu üzerinden yapacağımız küçük bir anketin bizi ortak sonuçlara götüreceğini rahatlıkla görebiliriz. Anket öncesi şu Ekşisözlük başlığına göz atabiliriz. Bağlantıdaki konuya baktığımızda, yazarların hemen hemen benzer isimlerin seslerini karizmatik bulduğunu görüyoruz. Benzer şekilde, Signorello’nun çalışmalarına baktığımızda, Fransızların İtalyanlara göre daha kısık ve daha tok sesi karizmatik olarak algıladıklarını görüyoruz. Bu durumda Fransızlar karizmatik liderlerinde tedbirli olmak, sakinlik, güven ve adalet ararlarken İtalyanlar gür ses tonuna sahip karizmatik liderlerinde otoriter, tehditkarlık ve kararlılık arıyorlar. Hatta durum öyle ki bu kültür-karizmatik ses algısı üzerinden yapılan farklı çalışmalar liderlerin seslerin o kültürün karizma algısına göre yönlendirebileceğini söylüyor [2]. Yani karizmatik ses eğitimi almak mümkün.

Bu çerçevede verilen kültür-karizmatik ses ilişkisi dâhilinde, Türkçenin konuşulduğu kültür içinde, “Acaba kimin sesi karizmatik?” sorusunun yanıtıyla içinde bulunduğumuz kültürün karizmatik ses algısını elde edebiliriz. Böyle bir algıyı ortaya çıkarmak için ders verdiğim sınıflarda ve Twitter üzerinde arkadaşlarıma sorular yönelttim ve şu an çoğumuzun aklından geçen kişiler listelendi: Nejat İşler, Haluk Bilginer, Selçuk Yötem, Müşfik Kenter, Ege Aydan, Mehmet Aslantuğ, Tuncel Kurtiz… İşte bu kişilerin seslerini fiziksel olarak incelediğimizde kültürel bağlamda karizmatik bulunan seslerin fiziksel betimlemesini yapmış ve içinde bulunduğumuz kültürün karizmatik ses eşiğini ortaya çıkarmış oluyoruz.

Peki, elde ettiğimiz karizmatik ses eşiğini nasıl tanımlayacağız? Signorello, 10 yıla yakın süredir yaptığı çalışmalarda ortaya konuşma çeşitliliğine dair bir profil (Speech Range Profile – SRP) çıkarmış. Bu profili, basit bir x – y dağılımını ele aldığımızda, x uzantısı için sesin şiddetini (dB) ve y uzantısı için de sesin titreşimini (Hz) belirleyerek elde edebiliriz. Bir sesin desibel (dB) cinsinden değeri bize o sesin ne kadar güçlü ve şiddetli çıktığını söyler. Bir sesin hertz (Hz) cinsinden değeri ise sesin üretimi sırasında ses kıvrımlarımızın saniyede gerçekleştirdiği sinüs dalgasıvari görüntüsü üzerinden hesaplanır ve bize temel frekansı (fundamental frequency) verir. Aşağıdaki x-y dağılımı bize bir sesin dB(x) ve Hz(y) cinsinden profilini (SRP) veriyor:

konusma_profili
Şekil 1: X (dB) – Y (Hz) dağılımı sonucunda bir kişinin konuşma profilini elde edebiliriz.

Buraya kadar yaptığımız şey, karizmatiklik, duygusal konuşma vb. içeriklerdeki ses profillerini dB ve Hz cinsinden çıkarmak ve karşılaştıracağımız diğer sesler için bir ölçü çıkarmaktan ibaret. Yukarıdaki Şekil 1’e baktığımızda, x-y dağılımı üzerinde her bir konuşma birimi için gerçekleşen dağılımın, sonraki bölümlerde ses profili (SRP) çerçevesinde yorumlayacağımız alan olduğunu görüyoruz.

2. Türkçede karizmatik ses eşiği

Karizmatik ses eşiğini ortaya çıkarmak için kullandığım sesler: Nejat İşler, Selçuk Yöntem, Ege Aydan, Atilla Olgaç ve Mehmet Aslantuğ. Sesler için erişim bağlantıları kaynakçanın altında mevcut. O zaman aşağıdaki x-y dağılımlarına bakarak Türkçe konuşan ve Türkçenin konuşulduğu kültürde yaşayan bireylerin karizmatik ses algıları şöyle:

Grafik 1: Türkçenin konuşulduğu kültürdeki karizmatik ses profili
Grafik 1: Türkçenin konuşulduğu kültürdeki karizmatik ses profili

Beş kişiden 34 ses parçasının incelendiği yukarıdaki Grafik 1’de, Türkçe konuşucularının seslerini karizmatik buldukları kişilerin ses profillini görüyoruz. Profilde 50 dB – 70 Hz ve 100 dB – 150 Hz aralığında gerçekleşen bir eşik var. Bu fiziksel betimleme bize bir kişinin bu ses aralıklarında konuştuğunda, Türkçenin konuşulduğu kültür çerçevesinde “karizmatik sese sahip bir kişi” olarak algılanacağını gösteriyor.

Alanda yapılan çalışmalara bakıldığında karizmatik ses eşiğinin bağlam temelli gerçekleştiği belirtilmekte [3] [4] [5]. Bu çerçevede yukarıda ses profillerini aldığımız kişilerin bağlamını hemen vermek gerekiyor: Reklamlar. Reklam diline yönelik yapılan çalışmalar, reklamların “ikna edici” dil kullanımları gerçekleştirdiğini belirtir [6]. Bu çerçevede Nejat İşler, Selçuk Yöntem, Ege Aydan, Atilla Olgaç ve Mehmet Aslantuğ’un incelenen ses kayıtlarının birer reklam metni ve ikna edici söylem olduğunu belirtmek önemli. Yine, politikacılar da topluluk önünde yaptıkları konuşmalarda sıklıkla ikna etme yöneliminde bulunan söylem kullanırlar ve topluluk karşısında yapılan politika konuşmaları ve reklamlar bu yönüyle birbirine benzemektedir [6]. Bu durumu Türkçe metinler üzerinden verilen reklamlarda da görmek mümkün [7]. Örneğin politikacıların sokakta ya da televizyonlarda verdikleri röportajlar daha çok bilgi vericidir. Miting, kalabalık karşısında konuşma bağlamında yaptıkları konuşmalar ise genellikle ikna edici stratejiler içerir, bilgilendirme eğiliminde bulunmazlar. İncelemeye bu çerçevede bakarsak, karizmatik ses profillerinin konuşmanın gerçekleştiği bağlama göre değiştiği temelinden yola çıktığımızda elimizdeki reklam seslendirmelerinin ve politikacıların kalabalık karşısında yaptıkları konuşmanın hemen hemen benzer dinamikleri içerdiğini, yani ortak bağlamlarda ikna amacıyla gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu temel betimleme, bu yazıda incelenen seslerin en belirgin ortak özelliği olan “bağlam” temelinde gerçekleşiyor.

Şimdi sıra yazının temel sorusunda: Hangisi daha karizmatik sese sahip: Erdoğan mı yoksa Kılıçdaroğlu mu? Erdoğan’ın ve Kılıçdaroğlu’nun bu incelemeye birlikte dahil edilmesinin nedeni verinin teknik koşulları olarak verilebilir. Bunun için belirli kriterlerimiz var. İlk kriter seslerini karşılaştırmalı olarak inceleyeceğimiz kişilerin aynı ortamda ses kaydını vermeleridir. Yani, mikrofon, ortam sesi, dış etkenler hemen hemen birbirine yakın olmak durumunda. Bu yüzden incelenecek verinin seçiminde odak biraz daralıyor. Yine, neden Erdoğan ve Kılıçdaroğlu inceleniyor da Bahçeli burada yok? sorusunun yanıtı da bu ilk kriterde bulunuyor. Çünkü Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli arka arkaya aynı ortamda, aynı mikrofonda konuşma yapmamışlar. Mikrofonun ve ortamın farklı oluşu, karizmatik ses profillerini almamızda değişken oluşturur ve sesin dB ve Hz cinsinden aldığımız niceliklerinde yapacağımız genellemeyi engeller.

3. Politikacılar ve karizmatik ses

Politikacıların sahip oldukları karizmatik sesler üzerinde yaptığı çalışmalardan birinde Signorello, Napoli belediye başkanı Luigi de Magistris, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve dönemin Brezilya Cumhurbaşkanı Luiz Incio Lula da Silva’nın seslerini kültürel ve fiziksel değişkenler çerçevesinde üç farklı bağlamda (röportaj, topluluk konuşması ve monolog) incelemiş. Bir sonraki bölümde bulunan inceleme için yüzeysel bir karşılaştırma olması amacıyla aşağıda bu üç kişiye ait topluluk konuşması karizmatik ses profillerini yerleştiriyorum.

01ita
Grafik 2: İtalyan politikacı Luigi de Magistris’in karizmatik ses profili
02fra
Grafik 3: Fransız politikacı François Hollande’ın karizmatik ses profili

 

 

 

 

 

 

 

 

 

03bra
Grafik 4: Brezilyalı politikacı Luiz Incio Lula da Silva’nın karizmatik ses profili

Adı geçen politikacıların topluluk konuşmalarına dair ses profillerini vermemin nedeni bu yazı çerçevesinde incelenen verilerin çevresini temizlemek, yani tutarlılığı sağlamak. Bir politikacının monologlarda farklı, röportajlarda farklı ses tonlarını kullanması doğaldır ve bu tamamen o kişinin bu işleri yaparken benimsediği iletişimsel amaca bağlıdır. O zaman şöyle diyebiliriz: Kişilerin karizmatik ses profilleri gerçekleştirdikleri konuşmanın amacına göre değişiklik gösterir (Farklı iletişimsel amaçlar dahilinde gerçekleşen ses profilleri için bkz: Signorello ve Demolin, 2013) [8].

4. Karizmatik ses: Erdoğan ve Kılıçdaroğlu

Bu bölümde Erdoğan’ın ve Kılıçdaroğlu’nun aynı ortamda ve aynı teknik donanımlar tarafından kaydedilen konuşmalarını, 2. bölümde elde ettiğimiz Türkçedeki karizmatik ses profili çerçevesinde yapılan analizini göreceğiz.

İncelenen ses aşağıdaki videoda bulunmakta:

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=LaIUL3-tQR0]

Yukarıdaki videoda sesleri incelenen iki kişinin aynı video parçası içinde bulunması, aynı video paylaşım ortamında sunulması (Youtube, herhangi bir İnternet-haber sitesi vs.), aynı teknik donanımlarla kaydedilmesi gibi unsurlar seslerin niteliklerinin eşit durumlarda bulunması açısından önemli. Yine, 2. bölümde incelenen ses kayıtlarının da bu bölümde yapılan incelemelere ait ses kayıtlarıyla aynı niteliklere sahip olması gerekiyor. Bu değişkeni Audacity yazılımı ile alt ve üst sınır çerçevesinde sabitlediğimi belirtmem gerekiyor. Ses şiddeti ve frekans aralığını Praat yazılımı ile almak mümkün. Yine, eğer elinizde bir desibel ölçer yoksa bunu Praat programı ile şu önemli noktayı dikkate alarak kolaylıkla gerçekleştirebilirsiniz.

Videoda bulunan Erdoğan’ın ve Kılıçdaroğlu’nun sesleri, incelemenin rahatlıkla genellenebilmesine olanak sağlayan uzunlukta değil fakat geniş kapsamlı bir çözümleme açısından fikir verici bir özelliğe sahip. Bu iki kişinin ayrı ayrı karizmatik ses profillerinin belirlenmesi için incelenen birimleri şöyle verebilirim: (i) konuşma başlangıcı, (ii) sözce içinde sesin (dB ve Hz olarak) en yüksek ve en düşük olduğu yerler, (iii) bağlaçlar, (iv) söylem belirleyicileri (yani, tabi, vs.) (discourse markers), (v) sözce vurgusu ve (vi) konuşmanın sonlandığı yerler.

Yukarıdaki altı birim çerçevesinde Erdoğan’ın karizmatik ses profilini aşağıda görebiliriz:

 

erdogan_SRP
Grafik 5: Erdoğan’ın karizmatik ses profili

Erdoğan’ın ses profiline ilk baktığımız anda görünen durum, sesinin Bölüm 2 çerçevesinde elde ettiğimiz karizmatik ses algısı dışında olduğu. Bunun yanında dB100> ve Hz100> bölgesinde bulunan dört konuşması ise karizmatik ses nitelemesinde bulunabileceğimiz türde. Bu konuşma parçacıklarına baktığımızda “yani,” “tabi” gibi konuşma akışını yönlendirme, değiştirme, düzenleme işlevine sahip olan söylem belirleyicilerini görmek mümkün. Bu yazı çerçevesinde incelenen sınırlı verinin dışına çıkıp daha yığın verilerle iyi bir betimleyici çalışmanın araştırma sorusu olabilir bu bulgu. Karizmatik ses eşiğinde bulunan beş birimle ilgili yüzeysel olarak söyleyebileceğim şey, retorik güç ya da konuşma eğitimi almış olmak gibi bir düşünceyle eşleşiyor.

Aşağıda ise Kılıçdaroğlu’nun ses profili bulunuyor:

kilicdaroglu_SRP
Grafik 6: Kılıçdaroğlu’nun karizmatik ses profili

Yine, Kılıçdaroğlu da 2. Bölümde elde ettiğimiz Türkçenin karizmatik ses algısı dışında. Sesinin Erdoğan’a oranla daha az şiddette (dB) fakat daha titreşimli (Hz) çıktığını söyleyebiliriz. Ses titreşim sıklığının, yani ses kıvrımlarımızın konuşma üretimi sırasında saniyede yaptıkları titreşim, tur çerçevesinde elde edilen bu değer, daha tartışmacı bir tutumun göstergesi olabiliyor. Bunu da temel olarak incelenen konuşmada Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’dan sonra sahneye çıkması ve ona yanıt vermesine bağlayabilirim. Çalışmadaki verilerin dışında kalmak koşuluyla Kılıçdaroğlu’nun benzer bağlamda yaptığı birkaç konuşmayı daha inceledim. İncelediğim bu konuşmalardaki profilin bu yazı çerçevesinde incelenen ses kayıtlarıyla benzerlik gösterdiğini söyleyebilirim.

5. Sonuç

Bu yazı, verdiğim Sesbilgisi ve Sesbilim II dersinde öğrenci arkadaşlarla yaptığımız sınıf içi veri çözümlemesi dahilinde elde ettiğimiz temel bulgulardan oluştu. Türkçe konuşulan bir kültürde, Türkçe üzerinden verilen söylemlerin “karizmatiklik” algısını bulduk ve bu algıyla Erdoğan’ın ve Kılıçdaroğlu’nun aynı ortamda yaptığı konuşmayı karşılaştırdık. Bölüm 2’de verilen bu kültürel-fiziksel karizmatik ses profilinin Erdoğan ve Kılıçdaroğlu tarafından uygulanmadığını, yani toplumun bu iki politikacıyı ses çerçevesinde karizmatik olarak algılamadığından bahsettik. Elde edilen bu bulguları politikacılarımızın karizmatik sese sahip olmadıkları yönünde bir “iz” olarak kabul ediyorum. Yazının ilgili bölümlerinde de belirttiğim gibi incelemede, incelenen veri sayısı çerçevesinde bir sınırlılık var. Benzer bir yaklaşım teknik değişkenler sıfırlanarak daha büyük veriler üzerinden (uzun konuşmalar, farklı bağlamlar, farklı politikacılar, vb.) getirilebilir ve daha genellenebilir bulgular elde edilebilir.

___

KAYNAKÇA

[1] Power, Domination, Legitimation and Authority | 28/12/14 tarihinde http://uregina.ca/~gingrich/o12f99.htm adresinden erişildi

[2] Cara, C.T., ve diğ. (2012). Voice pitch influences voting behavior. Evolution and Human Behavior 33. ss 210-216.

[3] Signorello, R., D’Errico, F., I. Poggi, and D. Demolin. (2002). How charisma is perceived from speech. A multidimensional approach, in ASE/IEEE International Conference on Social Computing (IEEE Computer Society, ed.), (Amsterdam, The Netherlands), pp. 435–440, September 3-6.

[4] R. Baken and R. Orlikoff. (2000). Clinical Measurement of Speech and Voice. San Diego, USA: Singular Publishing Group Inc., 2nd revised ed.

[5] Poggi, I. (2005). The goals of persuasion, Pragmatics & Cognition, vol. 13, no. 2, pp. 297–336.

[6] Lakoff, R.T. (1982) Persuasive discourse and ordinary conversation, with examples from advertising talk. Georgetown Washington. D.C.: In D. Tannen (ed.). Analyzing discourse: Text and University Round Table on Language and Linguistics. Georgetown University Press.. 25-42.

[7] Özyıldırım, I. (1993). Reklam diline dilbilimsel bir bakış. Edebiyat Fakültesi Dergisi 10:1. ss.231-245.

[8] Signorello, R. ve Domelin, D. (2013). The physiological use of the charismatic voice in political speech. Interspeech ISCA 2013. 25-29 Ağustos. Lyon, Fransa.

[9] Signorello, R. (2014). The biological function of fundamental frequency in leaders’ charismatic voices. Acoustic Society of America 136, 2295.

İncelenen seslere ait bağlantılar

Atilla Olgaç: Bağlantı

Ege Aydan: Bağlantı

Mehmet Aslantuğ: Bağlantı

Nejat İşler: Bağlantı

Selçuk Yöntem: Bağlantı

yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Merhaba,
    Elinize sağlık, 2. Bölüm olan Türkçe’de Karizmatik Ses Eşiği bölümünde, normal ses tonu olan kişilerinde ses analizlerini aynı grafikte göstermek verilerin sunumu ve yorumlanması açısından destekleyici olabilir.
    Buna ek olarak ikinci video linki ile ilki aynı olmuş.

Emre Yağlı

Yüksek lisansını dilbilim alanında tamamlayan Emre Yağlı şu an Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi Bölümü’nde doktora öğrenimini sürdürüyor ve aynı bölümde araştırma görevlisi olarak çalışıyor.