İnsanlık, gelişiyor. Bunun sonucunda kendi eliyle yok ettiği doğaya karşı vicdani sorumlulukları da giderek artıyor. Bir yandan sürekli tahrip etmekte olduğumuz doğayı kurtarma mücadelesi içindeyiz. Doğanın sürekli bizim için çalışmasını bekliyoruz; karşılığında kirli havalar, zehirli atıklar veriyoruz. Arada sırada doğa, bizlere haddimizi bildiriyorsa da (deprem, volkan vb.). Bu konuda yeterince akıllanmış sayılmayız ancak bazılarımız hem bizi hem de aslında hayatta kalmak için muhtaç olduğumuz doğayı kurtarmaya çalışıyorlar ve bu amaçla sayısız fikir üretiyorlar. Bu fikirlerden bazıları da Dünya yaşamı için çok önemli olan algleri merkeze alıyor. Sadece bilim insanlarının değil, sanatçıların da algler ve gelecek hakkında söylemek istediği pek çok şey var.
Algler
Algler gündelik hayatta adlarını pek kullanmadığımız ökaryotik canlılardır. Su yosunu adıyla da bilinirler. Denizlerde ya da göl kenarlarında onlara mutlaka rastlamışsınızdır. Tek hücreli yapıda bulunabildikleri gibi koloniler oluşturup çok hücreli yapılar halinde de bulunabilirler. Örneğin, Macrocystis pyrifera adlı dev yosunlar onlarca metre uzunluğa ulaşabilir. Bitkilere oldukça benzeyen algler, protista aleminin üyeleridir ve fotosentetik canlılardır yani havadaki karbondioksiti bir takım işlemlerden geçirerek organik besin üretirler. Sulak bölge canlıları için başlıca oksijen kaynakları alglerdir. Ayrıca bir çok canlı için besin niteliğindedirler. Alglerin içerdiği protein miktarı bilinen bir çok besinden daha yüksektir belki de bu sebeple bu canlılarla beslenebilen tanıdık bir tür de insandır. Özellikle Doğu Asya’da onlarca çeşidi tüketilmektedir. Mikroalglerden elde edilen agar; pasta, şeker, dondurma, mayonez gibi bazı gıdalara dayanıklık ve sabitlik vermesi için de kullanılır.
Bitki gelişimine katkıda bulunan algler gübre olarak da kullanılmaktadır. Bitkilerdeki yaprak ve gövde benzeri ancak özelleşmemiş yapılara sahiptirler, bu yapılara tallus adı verilir. Talluslar toprakta kolaylıkla çözülüp bol miktarda azot ve kalsiyum; iz miktarda magnezyum, brom, iyot, çinko, kobalt bırakırlar. Bunun sonucunda toprakta yaşayan azot bağlayıcı bakterilerinin gelişimini kolaylaştırırlar. Dolayısıyla bulundukları toprak, bitkiler için oldukça verimli hale gelir.
Algler uygun şartlarda bir günde ağırlıklarını 2-3 katına çıkarabilirler ve bu canlılardan elde edilen yağ dizel motorlarda doğrudan kullanılabilir ve arıtım işlemlerinden geçirilerek biyoyakıt haline getirilebilir. Alglerin üretimlerinin kolay olması ve bizlerin atık olarak nitelendirdiği maddeleri kullanmaları nedeniyle algler oldukça çevreci kaynaklardır. Bu sebeple pek çok alanda kullanılmaktadırlar. Örneğin: sağlık sektörü kremlerden sargı bezlerine, haplara kadar pek çok alanda alglerle işbirliği içerisindedir. Tüm bunlar değerlendirildiğinde insanlık olarak alglerle yakınlaşmamız kaçınılmazdır.
Klasik yaklaşımla yani bilimsel konuları sadece bilim adı altında sınırladıkça çok daha fazla kişiye ulaştırma imkanımızı kısıtlıyoruz. Peki ya sanat katarsak? Pek çok şey bilimdir, ressamların kullandığı boyalar örneğin. Bilim yaşamın kaynağıdır aslında. Bazen bu kaynağı daha görünür hale getirir bazı sanatçılar. Hemen aşağıdaki videoda bir opera sanatçısının alglere hayat veren performansını izleyebilirsiniz.
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=rztLVStJ6yk&w=480&h=310]
Alg Operası… Mezzo-soprano Louise Ashcroft, 2012 Londra Tasarım Festivali kapsamında Victoria & Albert Müzesi’nde Algaculture Simbiyotik Başlığı’nı tanıtıyor. Başlık, After Agri projesi dahilinde Michiko Nitta ve Michael Burton tarafından tasarlandı. Yazının başında alglerin havadaki karbondioksidi kullanarak kendileri için gerekli besini ürettiğinden bahsetmiştik. Biz insanlar nefes verirken karbondioksit salarız. Tahmin edeceğiniz gibi opera sanatçısının kullanmış olduğunu başlık, nefesindeki karbondioksidi toplayarak yakınındaki alg kültürüne taşıyor. Böylece performans boyunca açığa çıkan karbondioksitle beslenen algler, yaşayıp çoğalmaları için gerekli besini üretebiliyor. Bu insanlar ile algler arasında kurulan bir ortak yaşam örneğidir. Üstelik, bu opera performansının sonunda dinleyiciler, nefes taşıyıcı kanalların dizilimi ve sanatçının nefes yoğunluğa göre farklı tatlara sahip olan alglerin tadına bakabiliyor.
After Agri projesi bilimin bir çok dalını, fikir birliğine; insan yaşamını ve şehirlerimizi en temel ihtiyaçlarımız için geliştirmeye davet ediyor: beslenme ve hayatta kalma. Kendi bedenlerimizin besin ihtiyacını karşılamak için simbiyotik ilişkiler planlıyor. Bizleri yarı-fotosentetik canlılar haline getirmenin yollarını araştırıyor. Bunu bir nebze sanatla birleştirmek araştırmalara bambaşka bir boyut katıyor. Proje dahilinde tasarlanan simbiyotik başlık, bizlere kendi besinimizi ürettirebiliyor. Tek ihtiyacı nefes alıp vermemiz ve biraz ışık. After Agri ayrıca insanların, içinde algler yaşayan vücut parçalarına sahip olabileceği bir gelecek fikri ortaya atıyor. Kendi bedenimizin besinini kendi atıklarımızdan sağlamak çılgın tüketim alışkanlıklarımıza ve geleceğin gıda sorunlarına kısmen de olsa çözüm olabilir.
Alglere ihtiyacımız olduğu aşikar. O halde neden bu canlılardan daha fazla üretmeyelim? Bu yaklaşımın bir örneğine geçtiğimiz yıl Londra’da, AA Mimarlık Okulunda bir sergide rastlıyoruz. H.O.R.T.U.S, ecoLogicStudio tarafından tasarlanan bir tür bahçe prototipi. Açılımı Kentsel Uyarılara Tepkili Hidro Organizma olan tasarımın merkezinde gene algler ve biyolüminesan bakteriler var. Ziyaretçiler, öğrenciler ya da çalışanlar, tavandan sarkan onlarca alg kültürüne plastik kanallardan üfleyerek nefesleri ile dört haftalık yetiştirme sürecine doğrudan katkıda bulunabiliyorlar. Üflenen havadaki karbondioksidi kullanarak fotosentez yapan alglerin ürettiği oksijeni ise hem alanda bulunan insanlar hem de biyolüminesan bakteriler kullanıyor. Sadece bu kadar da değil, bütün alg torbalarının üzerlerinde bulunan özel kare barkodlar sayesinde kişisel cep telefonlarından sistem hakkında bilgi edinilebiliyor, ayrıca gene bu barkodlar aracılığıyla gönderilebilen her tweet, algoritmalar sayesinde sisteme besin sağlıyor. Sistem, türünün tek örneği de değil. ecoLogicStudio benzer sistemleri bir çok yerde insanlarla buluşturuyor.
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=Rgnix2RDCqQ&w=480&h=310]
Siber bahçelerde algler bizlerden ilgi bekliyor. Peki günlük yaşantımıza devam ederken alglerin veya bitkilerin bu yaşantıdan faydalanmasını sağlayamaz mıyız? Elbette, hemen bugün yeterince boş vaktiniz varsa http://www.biomodd.net/create-your-own-biomodd adresinden kendi bilgisayar-alg ortak yaşam alanlarınızı oluşturmaya başlayabilirsiniz.
Biomodd, açık kaynaklı bir proje; bilgisayar, oyun kültürü, heykeltıraşlık ve bahçeciliği tek bir çatı altında topluyor. Algleri ve bitkileri bilgisayarlarımız ile birlikte yaşamaya davet ediyor. Ayrıca uzayda, kaynakların Dünya canlıları için kısıtlı olduğu alanlarda fotosentez yapabilen canlılar yetiştirmeyi hedefliyor. Projenin fikir babası Belçikalı sanatçı Angelo Vermeulen, teknoloji atıklarını sanatsal bir yaklaşımla geri kazandırıyor; Biomodd’lar özellikle bilgisayarların oluşturduğu ısıyı hedefliyor. Bunun yanında tasarımlarında yapay ışıklandırma kullanan Vermeulen, Dünya doğal hayatının olmadığı şartları canlandırıyor. Projede ısı kaynağına mümkün olduğunca yakın konumlandırılmaya çalışan alglerin veya bitkilerin bilgisayar kasalarının içlerine girmesi kaçınılmaz bir sonuçtur, nitekim ilk Biomodd tasarımlarında bu tür tasarımlar kullanılmış ve uygulanmıştır. Bununla beraber proje, teknolojik atıkların çöpe gitmek yerine yapıya görsellik katmasına öncülük ediyor. Dünya’nın bir çok ülkesinde geçtiğimiz 5 yıl boyunca bir çok Biomodd uyarlamasının kullanılır hale getirildiği belirtiliyor. New York’ta büyük bir Biyomodd sürekli geliştiriliyor ve 2014’te bir tane de Londra’da yapılması planlanıyor. Ayrıca Slovenya’dan Yeni Zelanda’ya bir çok ülkede konuyla ilgili eğitimler düzenleniyor.Sanatçılar, biyologlar, bilgisayar mühendisleri, bilgisayar oyunu tasarımcıları ve bahçıvanlar projede birlikte çalışıyor. Özellikle oyun sektörü Biomodd’lar için en verimli sınıfını oluşturuyor. Yüksek kapasiteli oyunlar için kullanılan bilgisayarda ortaya çıkan ısı algler ve bitkiler için oldukça uygun şartlar hazırlanmasına olanak sağlıyor. Ancak Vermeulen oyun sektörünün Biomodd’lara etkisini bir üst seviyeye taşımış: özel bir oyun tasarımı. Oyuncular, oyun içerisinde gerçek sensörler tarafından oyuna aktarılan gerçek şartlarda sanal bitkiler yetiştiriyor, robotik sistemler ise gene söz konusu gerçek çevreyi oyuncuların performansına göre besliyor, bu bir tür interaktif bahçıvanlık.
Bir gün insanoğlu uzayda yaşamaya başlarsa yanında bir çok bilgisayar götürmüş olacak ve bu insan kolonileri sıfırdan ekosistemler kurmak zorunda kalacak. Biomodd gibi projeler bu konuda fikirler öneriyor. Diğer yandan hızla tükenen Dünya kaynakları bizleri ve doğal hayatı tehdit ediyor. Karnımızı doyurmak gelecekte çok önemli bir eyleme dönüşecek. Alglerin veya diğer fotosentetik canlıların bizleri hayatta tutmasını istiyorsak, onları kendimizden korumamız gerek. Onlar bugün mayonezimizin içinde, operaya lezzet katıyor, bilgisayarlarımız ile ısınıyorlar. Sahilde, yosun deyip geçtiğimiz canlılar, nefesimizle besleniyorlar, nefes almamızı sağlıyorlar. Bizleri besliyorlar, bitkiler yüzyıllardır sanatta var olan canlılardı ancak alglerin de artık sanatsal yönleri var, üstelik çok daha hayati anlamlarla; bizlere bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Hayatlarımıza karşılık hayatları. Bu entelektüel canlıların yaşamları karşılığında bizden istedikleri tek şey bizlerin atık dediği her şey.
KAYNAKLAR
- Biomodd resmi web sayfası, http://www.biomodd.net/
- ecoLogicStudio resmi web sayfası, http://www.ecologicstudio.com/
- http://www.burtonnitta.co.uk/algaculture.html
- Geleceğin Biyoyakıtı: Alg; Ece Alat, Bilim ve Teknik Dergisi, Ekim 2008
- Algae, Wikipedia
- Is This How We’ll Grow Oregano on Mars?, Michelle Lhooq, Kasım 2012, the creatorsproject.
- http://www.dvice.com/2013-8-12/algae-suit-generates-food-feed-your-constant-hunger
- http://inhabitat.com/algaculture-symbiosis-suit-creates-nourishment-for-its-wearer/
- http://www.treehugger.com/sustainable-product-design/algaculture-suit-proposes-symbiotic-bond-between-humans-and-algae-burtonnitta.html
- http://www.huffingtonpost.com/madeline-schwartzman/algae-art_b_1948925.html
- http://www.animalnewyork.com/2012/algae-opera-to-alter-the-future-of-our-species/
- http://www.wired.co.uk/news/archive/2012-09/27/algae-opera
- http://en.wikipedia.org/wiki/Algae
Yorum Ekle